23 Şubat 2011 Çarşamba
7 Şubat 2011 Pazartesi
BASIN AÇIKLAMASI: 4 ŞUBAT DÜNYA KANSER GÜNÜ
BASIN AÇIKLAMASI
4 ŞUBAT DÜNYA KANSER GÜNÜ
Kanser dünyadaki tüm toplumları etkileyen, büyük oranda önlenebilir olan bir hastalıktır. Her yıl yaklaşık 8 milyon kişi kanserden hayatını yitirmektedir. Kardiyovasküler hastalıktan sonra en sık ölüm nedenidir.
Samsun Kanser insidansı yüksek bir şehirdir. Artık bu gerçeği kamu yönetimsel erkte kabul etmektedir. Yılda yaklaşık 3000 insanımız Samsun’da kansere yakalanmaktadır. Erkeklerde yüzbinde 149.5 kişide, kadınlarda 100.000 de 90.3 kişide kanser olgusu saptanmaktadır(2005). Samsun’da akciğer kanseri en sık görülen kanser türüdür. Ne yazık ki koruyucu sağlık hizmetlerinin ve birinci basamak sağlık sisteminin işlevsiz bırakılması ile bu kanser haftasında yaşadığımız gibi temel anlayış erken tanı hayat kurtarır şeklindedir. Bu anlayış değerlidir. Ancak temel yaklaşım kanserin önlenmesi ve kanserden korunma şeklinde koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesidir.
Daha önce de kamuoyu ile paylaştığımız Samsun’da Koruyucu Kanser Çalışmaları konusunda temel önerilerimizi ve görüşlerimizi kamuoyu ile bir kez daha paylaşırız :
1-Sigara kullanımı ile gırtlak, ağız boşluğu, dudak, yemek borusu, mide, pankreas, idrar torbası kanserleri arasında pozitif bir ilişki mevcuttur. Akciğer kanserinin en önemli nedeni sigaradır. Tüm olumlu yasalara rağmen Samsun’da Tütün kontrolünün temel stratejileri uygulanmaktadır. TBMM’nin 2008 yılı ocak ayında kabul ettiği yasa konusunda yerel takip zayıf kalmıştır. Samsun’da yaklaşık 350.000 kişi sigara içmeye devam etmektedir. Sigarayı Bırakma polikliniklerinin sayıları hızla artırılmalı, bu konularda Toplum Sağlığı Merkezlerinde temel eğitim hızlandırılmalıdır. Sigarayı bırakmada davranışsal ve bilişsel teknikler Toplum Sağlığı Merkezleri, Halk Eğitim Merkezleri ve Toplum Sağlığı Merkezlerinde sürekli ve bilimsel şekilde ele alınmalıdır.
2-Samsun’un Alaçam ilçesi Terskırık köyünde ve Sinop’un Soğuksu yörelerinde 152 si boş, 215’i dolu 367 zehirli varilin 18 yıldır varsa toksikolojik risk raporları kamuoyuna açıklanmalıdır. Bugüne kadar Sağlık Bakanlığı tarafından söz konusu köylerde ne gibi çalışmalar yapılmıştır? Terskırık köyü ve çevre köyü insanları derhal toksikolojik incelemeden geçirilmelidir. Bu konuda süreğen bir çalışma başlatılmalıdır. Düzenli sağlık kontrolleri yapılmalıdır. Söz konusu köye çevresindeki köylerde yaşayan insanlara kimyasal varillerin zararları ve bu kimyasallara maruz kalan insanlarda oluşacak sağlık sorunları hakkında yoğun bilgilendirme toplantıları yapılmalıdır.
3-Özellikle Meme ve rahim ağzı kanseri taraması konusunda olumlu adımlar güçlendirilmeli, KETEM ve Toplum Sağlığı Merkezlerinin entegrasyonu hızlı bir şekilde sağlanmalıdır. KETEM’in çalışmalarını destekliyoruz.
4-Kanser koruyucu çalışmalar açısından nüfusun çoğunluğu kırsal alanda yaşadığı halde, sağlık kurumları ve sağlık çalışanları kent merkezinde toplanmıştır. 120.000 nüfuslu olan Vezirköprü bu konuda en ihmal edilen ilçemizdir.
5-Samsun’da kanser kayıtçılığı özellikle 2005 ve 2007 yıllarında yetersiz kalmıştır. Bu tiroid kanser sayılarına bakıldığında gözlenebilir. 2008 den sonra yeniden bilimsel bir çerçeveye dönüşen kanser kayıtçılığı çalışmaları desteklenmelidir.
6-Samsun’da Kanıta dayalı kanser kontrolu müdahalelerinin doğru, hızlı ve etkili şekilde halka anlatılması için teknik destek sağlanması konusu yetersizdir.
7- Mehmet Aydın Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tek Medikal onkologun (Tıbbi kanser Uzmanı) bulunmaması bu şehir için kabul edilemez. 1.209.00o nüfuslu şehirde daha 2 sene öncesine kadar 3 Tıbbi Kanser Uzmanı varken, şu anda kamu hastanelerinde tek tıbbi kanser uzmanının bulunmaması - 1 adet vatani görevde olduğu belirilen hariç- bu açıdan büyük ihmaldir. Bu kanserin kontrolü için siyasi ve kamu yönetimsel irade, taahhüt ve desteğin hangi noktada olduğunun bir kanıtıdır.
8-Samsun Mehmet Aydın devlet Hastanesinin 3. Basamak eğitim Hastanesine dönüştürülmesi ile kanser hastalarına tedavi verecek 2. Basamak sağlık kurumu kalmayacak, Temmuz 2011 de SEVK ZİNCİRİ başlarsa, özellikle yeşilkart ve sosyal güvencesiz hastalar için sorun artacaktır.
9-Kanser epidemiyolojisinde ailesel kanserin rolü Samsun için ihmal edilmiştir. 40 yaş altı kanserler için genetik izlem ve aile tarama programları geliştirilmelidir.
10-Eski Mehmet Aydın devlet Hastanesinde özverili hizmet veren KETEM ve PET cihazı ile çalışan sağlık çalışanları bu şehir için önemli bir kazanımdır. Bunlar korunmalıdır.
11-Samsun’da jeokimyasal çevre ve kanser konusu hiç ele alınmamıştır. İnorganik kirleticiler, organik kirleticiler, iç mekan kirliliği kanser açısından önemli risk faktörleridir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre çevresel kirleticiler insanlardaki kanserlerin %70inden fazlasına neden olur.
12- Tedavideki etkililiği ve güvenliliği konusunda hiçbir somut kanıt bulunmayan bitkisel ürünlerin Samsunda kullanılmasının yaygınlaşması bu ürünlere bağlı kanser olgularına ve kanser hastalarında kullanımı da ölümcül yan etkilere yol açmaktadır.
13-Termik santraller, Tekkeköy’de yasak kanserojen 6 no’lu fuel-oil ile çalıştırılan mobil santraller sonrası hiç bir kanser izlem çalışması yapılmamıştır
Samsun’un işbirliğine ve bilimsel bir kamu yönetimi anlayışına ihtiyacı var. Samsun halkının sağlık hakkı için kamucu evrensel modellere ihtiyacı var. Bu ilin hekim meslek örgütünün, sağlık sendikalarının ve bilim adamlarının görüşlerine ihtiyacı var. Gelin Samsun’u ve Samsun halkının sağlık hakkına sahip çıkalım.
UZM.DR.CEM ŞAHAN
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
BÜYÜK KONGRE DELEGESİ
KÜBRA’NIN ÖLÜMÜ SAMSUN’DA ÇOCUK YOKSULLUĞUNUN EN ÖNEMLİ GÖSTERGESİDİR!
KÜBRA’NIN ÖLÜMÜ SAMSUN’DA ÇOCUK YOKSULLUĞUNUN EN ÖNEMLİ GÖSTERGESİDİR!
Tekkeköy ilçesinde 3 aylık Kübra’nın beslenme yetersizliği’ne bağlı ölümünü büyük üzüntü içinde öğrendim. Son 5 yıldır bu kentte Çocuk Hakları, Sosyal Politika, Yoksulluk, çocuk yoksulluğu üzerine hazırlanan raporlarda imzası olan bir hekim olarak, kamu yönetimine şunu sormak isterim. Niçin Samsun’un Yoksulluk Profili çıkarılmamıştır?
Ayrıca Kübra’nın ölümünden sonra sergilenen günü kurtarmaya yönelik, tutarsız açıklamalarnı kamusal etiğe uygun olmadığını düşünüyorum.
Yoksulluğun çocuklar üzerindeki en sık görülen etkisi beslenme yetersizliğidir. Yoksulluk, eve giren besinlerin yetersizliğine, ev içi stres ve annenin kronik yorgunluğu nedeniyle anne sütünün erken kesilmesine –ki Kübra’nın annesi de bunu söylüyor- , annenin beslenme yetersizliğine ve bebeklerin düşük doğum ağırlıklı olmasına, sağlıksız fiziksel ortama ve yetersiz sağlık hizmetine neden olarak çocuklardaki beslenme yetersizliğinin temel belirleyicisi olarak rol oynamaktadır.
Yoksulluk annelerin eğitimsizliği yoluyla da beslenme yetersizliğine katkıda bulunmaktadır. Bütün bölgelerde yoksulluk arttıkça düşük ağırlıklı çocuk oranının da arttığına dikkat çekilmektedir. Dünyadaki beş yaş altındaki çocukların yüzde 27'sinin ağırlığının yaşına göre düşük olduğunu ve bunların da büyük bir kısmının gelişmekte olan ülkelerde yaşadığını tahmin etmektedir.
Kennte her altı çocuktan biri yoksul. İlçeler arasında eşitsizlikler daha belirgin. Köylerde çocuklarda beslenme eksiklikleri olan çocuklar mevcut.
1- Samsun`da çocuk yoksulluğu hızla artmaktadır. Samsun`da kalkınma modeli olarak yapılandırılan politikaların halkın ve özellikle çocukların yoksulluğunu gidermede yetersiz kalmaktadır ve gelir adaletsizliğine yol açmaktadır. Samsun kırsalının marka yolculukları, AB hayalleri, strateji programları ile kaybedecek zamanı yoktur. Kent-kır eşitsizliği çocukların gelişimi önünde ciddi engeller oluşturmaktadır. Çocuklar arasında eğitim eşitsizliği belirginleşmektedir. Kırsal alanlarda annelere ve çocuklara yönelik sağlık hizmetlerine ulaşma zorlaşmaktadır. Sosyal güvenlik ve sağlık sigortası sistemleri dağınıklığı belirginleşmektedir. UNİCEF`in de belirttiği gibi yoksulluğun tek bir göstergesi yoktur ve bu nedenle nicel terimlerle ifadesi her zaman kolay değildir. Yoksulluk çocukların hem biyolojik hem de zihinsel potansiyellerini olumsuz etkiler. Samsun`da çocuk yoksulluğunu izlemek, etkilerini kamuoyuna anlatmak ve çözümler üretmek üzere Çocuk Yoksulluğu Merkezi kurulmalıdır. Samsun`da işsizliği azaltacak ve toplumsal eşitsizlikleri düzeltecek sosyal program acilen başlatılmalıdır. Kaynakların kullanımında en dezavantajlı çocuklara öncelik verilmelidir. Çocukların hepsine sağlık güvencesi sağlayacak çocuklara ücretsiz sağlık hizmeti yasası için siyasilere sivil baskı yapılmalıdır.
2- Çocuk ihmali ve istismarı hızla artmaktadır. Çocuk pornografisi konusunda riskli ülke durumuna gelmiş olan Türkiye için önleyici ve yasal çalışmalara öncelik verilmelidir. Cinsel istismarın önlenmesine yönelik örgün ve yaygın eğitim çalışmaları başlatılmalıdır.
3- Temel Çocuk Sağlığı konusunda, çalışmalar Avrupa ülkelerinin çok gerisindedir. Kapatılan Ana Çocuk Sağlığı Merkezlerinin önemi bugün daha iyi anlaşılmaktadır. İlçe hastanelerinde Çocuk acil servisleri yoktur ve çocuk servislerinde yetersizlik sürmektedir. Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinin yer sorunu, dünyanın hiç bir yerinde ve sağlık siteminde kabul edilemeyecek şekilde, Mehmet Aydın Devlet Hastanesinden boşalan yere taşınma şeklinde çözünmeye çalışılacaktır. Erişkin Hastanesini, çocuk hastanesine dönüştürmek, hem finansal hem de sağlık sistemi açısından tercih edilebilir değildir.
4- Çocuk kansızlığı (Demir eksikliği Anemisi) problemi dahi çözülememiştir.
5- Okul Sağlığı çalışmaları ısrarla ihmal edilmektedir. Oysa yaklaşık 250.000 öğrencisi olan bir şehirde, okul sağlığı çalışmaları koruyucu sağlık çalışmaları açısından yaşamsaldır.
6-Anaokulu ve ilköğretim öğrencilerine günlük ücretsiz süt verilmelidir. Eğitimin tüm aşamalarında sağlıklı beslenme önemlidir. Ancak özellikle anaokulu ve ilköğretim birinci kademe öğrencilerinin diğerlerine göre daha dikkatli ve sağlıklı beslenmeleri gerekmektedir. Eğitimde başarılı olabilmek için beslenmenin ne kadar önemli olduğu bilim çevreleri ve beslenme uzmanları tarafından sık sık dile getirilmektedir. Bu amaçla tüm anaokulu ve ilköğretim birinci kademe örgencilerine ücretsiz olarak günlük süt verilmelidir. Bu temel yaklaşımlar, samsun`da yok sayılmaktadır.
7- Okul öncesi Eğitimin yaygınlaştırılmasında sorunlar, devam etmektedir. Kamusal Okul Öncesi eğitimini geliştirmek, yaygınlaştırmak gibi temel bir görev bu ilin yönetimsel erkini beslemektedir.
8- Engelli çocukların eğitimi konusunda bu kentin temel sorunları tanımlanmamıştır. Bu çocuklara yönelik kamusal eğitim kurumları yetersizdir. Personel yetersizlikleri, bina yetersizlikleri planlamaya dahil bile edilmemiştir.
9- Özellikle ilköğretim okullarında okul binasının ve çevresinin fiziksel yetersizlikleri hızla artmaktadır. İlköğretim okullarında sınıf kontenjanları 50`lere ulaşmaktadır.Pek çok Avrupa ülkesinde sınıf mevcutları 24’tür.
10 -İlçeler arası eğitim kalitesi farklılığını gidermeyi amaçlayan kent ölçekli projeler gerçekleştirilememiştir. İlçeler arasında, kent-kır arasında eğitim kalitesi arkı hızla artmaktadır.
11- Çocuğa yönelik şiddet, hızla artmaktadır. Bireysel silahlanmanın denetim altına alınamadığı bu kentte çocuklar, adına “maganda kurşunu, gelenek” denilen yöntemlerle öldürülmektedir. Kamusal erk, bu soruna çözüm üretmekten çok uzaktadır. Bireysel silahsızlanma konusunda temel eğitim programı bile oluşturulamamıştır.
Çocuk yoksulluğu ile mücadele, evrensel hak temelli bir Sosyal Devlet yaklaşımı gerektiriyor.
UZM. DR CEM ŞAHAN TTB BÜYÜK KONGRE DELEGESİ 2010-2012
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)