ÜNİVERSİTE SUSTURULMALIDIR!
DR.CEM ŞAHAN
Akademisyenlerin, akademinin
susması lazım.
Yeni Pazar
alanları lazım sisteme.
Yeni Barış
içinde tüketecek insan
yavruları..
Akademinin susması
lazım.
Bilimsel bilginin
ıssız bir adaya hapsedilmesi
lazım.
21.
yüzyılın Ortadoğu’sunda savaşlar
engeldir tüketime..
Artık silah
endüstrüsini aşacak icatları
var 21. Yüzyılın..
Akademinin son
fısıltılarının dahi susturulması
lazım.
Gerçek demokratik
taleplerin yansıtılmaması lazım
geleceğe..
……………
Ülkenin her
yerinden Üniversiter baskıya
dair haberler yansıyor
kamuoyuna.
Demokrasi talepleri
nedeniyle zülüm gören
öğrenci ve öğretim
üyesi haberleri süslüyor
sayfaları.
Bu bahar
havasında(?) anlam veremiyorum
yaşananlara.
Bu
bahar kimin baharıdır?
Bu bahar
sermayenin baharı mıdır?
Bu bahar
alın teri üzerinden
oynayanların baharı mıdır?
Bir iç
kaos yaşadıklarım.
Yaşananlar..
…………………….
Dün İzmir’de
konuştu Akademi.
Ve yaşananlara
dair ipuçları sundu
bizlere:
Üniversitelerde öğrencilere
ve öğretim görevlilerine yönelik baskı giderek artıyor. Çıkan her muhalif ses,
hükümet karşıtı etkinlikler ve eylemler, hak ihlallerine yapılan itirazlar,
sosyal hak talepleri üniversite özel güvenlik birimlerince ve kolluk
kuvvetlerince şiddet kullanılarak bastırılıyor.
Üniversite yönetimleri öğrenciler hakkında soruşturma başlatıyor, polis
fezlekelerine dayanılarak yargı organları tarafından davalar açılıyor,
öğrenciler tutuklanıyor.
Bu baskı rejimi neredeyse 12
Eylül askeri darbesinin uygulamalarını aratmayacak bir niteliğe ulaşmış
bulunuyor. Türkiye’nin her üniversitesinden benzer haberler
geliyor, taşra üniversitelerinde ise durum daha vahim. Üniversitelerin
içerisinde özel güvenlik birimlerinin arttırılması, sivil polislerin üniversite
içerisinde istediği gibi davranması ve polisin üniversite içinde ve dışında
öğrencilere uyguladığı taciz artık önü alınmaz boyutlara ulaşmış bulunuyor.
Bu
baskı rejiminin en sert şekilde uygulandığı yerlerden birisi de Pamukkale
Üniversitesi. 2 Kasım günü cezaevlerinde yüzlerce siyasi tutuklu ve hükümlünün
katıldığı açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla basın açıklaması yapmak
isteyen öğrencilere, özel güvenlik görevlileri ve polis sert bir şekilde
müdahalede bulundu. Yapılan müdahalede gözaltına alınan öğrencilerin dışında,
yapılan ev baskınlarıyla birlikte gözaltına alınan öğrenci sayısı 91’e ulaştı.
Gözaltına alınan öğrencilerin tamamı emniyet müdürlüğü, savcılık, nöbetçi
mahkeme aşamalarında serbest bırakıldı. Serbest bırakılmalarından birkaç gün
sonra 102 öğrenciye dava açıldı, 38 öğrenci hakkında tutuklama kararı
çıkarıldı. Tutuklama kararı çıkarılan öğrencilerin 26’si tutuklandı, haklarında
yakalama kararı çıkarılan 12 öğrenci ise hala aranıyor. İddianamede öğrencilere
getirilen suçlama açlık grevlerine dikkat çekmek için kampus içinde yapılan
yürüyüş ve basın açıklamasına katılmış olmalarıdır. Davadaki müşteki ve
öğrenciler aleyhine ifade vermiş olan tanıkların tamamı güvenlik
görevlileridir.
Davada
tutuklu olarak yargılanan öğrencilerden Nupelda Ermiş, hakkında yakalama kararı
çıkarıldığını öğrendikten sonra mahkemeye kendi rızasıyla ifade vermeye
gitmiştir. Buna ragmen mahkeme heyeti Nupelda Ermiş hakkında tutuklama kararı
vermiş, ancak bu karara heyet başkanı dahi muhalefet şerhi düşmüştür. Mahkeme
başkanının bile tutuklanmasına itiraz ettiği öğrencilerin tutuklanmalarının
yegâne sebebi üniversitedeki muhalif seslerin bastırılma çabasıdır. İddianameye
esas teşkil eden açlık grevleri ile ilgili basın açıklaması öğrencilerin
düşüncelerini açıklamalarından ibaret olan bir eylemdir. Açıklamanın tek
olumsuz tarafı özel güvenliğin ve rektörlüğün isteği doğrultusunda kampüse
giren polisin açıklamaya müdahalesidir. Öğrenciler kendilerine yönelen şiddet
karşısında kendilerini savunmuşlar, bu dahi iddianamede öğrencilerin güvenlik
görevlilerine saldırısı şeklinde yer almıştır. İddianamede açlık grevleriyle
ilgili çeşitli ajanslarda çıkan haberler örgütsel talimat gibi gösterilerek
öğrencilerin yaptığı basın açıklaması ile açlık grevleri arasında örgütsel bir
bağ kurulmaya çalışılmıştır. Açlık grevlerinin 45. gününde gelinen aşamada,
sivil toplum kuruluşları, yazarlar, sanatçılar, akademisyenler tarafından çeşitli
açıklamalar yapılarak hükümetin tutumu protesto edilmiştir. Bu süreçte, birçok
kentte açlık grevlerine dikkat çekmek için çok sayıda eylem yapılmış, polisin
müdahale etmediği eylemlerde olay çıkmamış, polisin müdahale ettiklerinde ise
çıkan olaylar tutuklamalar ile sonuçlanmıştır. Bu durum açıkça göstermektedir
ki sorun gerçekleştirilen eylemlerle, açıklamalarla değil güvenlik
görevlilerinin temel hak ve özgürlükleri ihlal eden uygulamalarındadır.
Sadece bir basın
açıklamasına katıldıkları için öğrenciler beş aydır cezaevindedir.
Öğrencilere dönük bu baskının arkasındaki düşünce siyaset yapmalarına engel
olmak, siyaset yapmak isteyen öğrencilere gözdağı vermektir. Hakkında herhangi
bir işlem bile yapılmasına gerek olmayan böyle bir basın açıklaması için 102
öğrenciye birden dava açmanın başka bir gerekçesi olabilir mi? Bu dava
Türkiye’de en çok öğrencinin yargılandığı davadır ve birçok davadan farklı bir
şekilde iddianame konusu yalnızca tek bir basın açıklamasıdır. Sadece bir basın
açıklamasına katılmış olmak 38 kişinin özgürlüğünün 5 ay süreyle elinden
alınmasına ve eğitim haklarının engellemesine sebep olmuştur. Öğrencilerin
maruz kaldığı hukuksuzluk bununla da sınırlı değildir. Öğrenciler beş aylık
tutukluluk süreleri içerisinde bir cezaevinden diğerine sürgün edilmişlerdir.
Kadın öğrenciler gönderildikleri Şakran Cezaevi’nde adli tutuklularla ve
itirafçılarla birlikte tutulmuş ve hak ihlallerine maruz kalmışlardır. Bunun
üzerine bu öğrenciler açlık grevine başlamıştır. Bugün adliye binasına getirilen
6 kadın öğrenci hala açlık grevindedir. Denizli Cezaevi’nde tutulan erkek
öğrenciler üç kişilik koğuşlarda 4 ay boyunca sekiz kişi kalmışlardır.
Kaldıkları koğuşlar yemek, temizlik ve sağlık koşulları açısından oldukça kötü
durumdadır.
Bir
temele dayanmayan bu davada tutuklu bulunan tüm öğrencilerin bir an önce
tahliye edilmesini bekliyoruz. Bütün
tutuklu ve hükümlü öğrenciler için özgürlük ve adalet talebimizi yüksek sesle
tekrar ediyoruz..