GELECEK
ATÖLYESİ
TOPRAK
OLMAK NE GARİP ŞEY ANNE!
DR.CEM
ŞAHAN
Bayram neydi?
İnsana ait cümleler neydi?
Filistin’de akan
kan..
Ülkemin yoksul insanları açlıkla savaşırken..
Bayram neydi?
……………………
Sağlık emekçileri
bir yandan bayramda,
çöken bir sağlık sistemi kurbanı hastalarını
tedavi etmeye çalıştılar, bir yandan da
Filistin Halkı için
eylem yaptılar:*
“Çocuklar uyurken susulur ölürken değil…”
Öldürülen
çocuklar, kadınlar, insanlar!
Filistin’de ölen insanlıktır!
Günlerdir dünyanın gözü önünde
yaşanan insanlık dramı, vahşet tam bir katliama dönüştü. Çocuklar sahilde,
kadınlar kucaklarında bebeleri, çocukları ile sığınakta, sokakta, evde, okulda,
camide vuruluyor, öldürülüyor. Hastaneler bombalanıyor. Hastalar, yaralılar, sakatlar ve sağlık çalışanları hastanede,
ambulansta öldürülüyor. Savaş suçu işleniyor. Egemenler susuyor.
Bir halk evsiz, barksız, işsiz
güçsüz, aç açık bırakılıp açlığa, susuzluğa, yokluğa, yoksulluğa terk ediliyor.
Yerlerinden yurtlarından edilip göçe zorlanıyor, tepelerine atılan bombalarla,
ölüm saçan silahlarla evleri başlarına yıkılıyor, katlediliyor. İnsanlık suçu
işleniyor. Egemenler bu durumu meşru müdafaa olarak açıklıyor .
Küçük bedenler sığınaklarda delik
deşik ediliyor
Evler, barakalar, barınaklarla
beraber umutlar ve hayaller de yıkılıyor.
Bir savaş aygıtına dönüşmüş İsrail
devleti, yıllardır ileri karakolu ve jandarması olduğu emperyalist-kapitalist
bloktan aldığı güçle ; duvarlarla, tellerle, hendeklerle çevirdiği, doğup
büyüdükleri köylerinden, evlerinden yurtlarından söküp attığı, kamplarda,
barakalarda çadırlarda yaşamaya mecbur ettiği bir halka yıllardır zulüm ediyor.
İsrail dünyanın gözü önünde bir
halkı aşağılıyor, sürüyor, süründürüyor. Yıkıyor, yakıyor. Tutukluyor,
öldürüyor. Filistin’de her ölümle birlikte insanlık da ölüyor .
Bakın Gazze’den, Şifa Hastanesi’nden
Norveçli Doktor Mads Gilbert nasıl haykırıyor: “Bay Obama, sizin bir kalbiniz
var mı? Sizi buraya davet ediyorum, Şifa’da bizimle beraber bir gece, sadece
bir gece geçirmeye. İsterseniz tebdili kıyafetle bir temizlikçi olarak. Yüzde
yüz eminim ki bu tarihi değiştirecektir. Kalbi ve kudreti olan hiç kimse
Filistin halkının katliamına son vermeye karar vermeden Şifa’daki bu geceyi
öylesine bırakıp da gidemez.”
İşte İsrail böylesine ağır bir
tabloda, yokluklar içinde sağlık hizmeti sunmaya çalışan hastanelere ve
sağlıkçılara dahi saldırmaktan çekinmiyor!
Saldırının başladığı 8 Temmuz’dan bu
yana 11 sağlık merkezi saldırıların hedefi olurken, El-Wafa, El-Aksa, Balsam
Hastaneleri gibi bazı sağlık merkezlerine tekrarlayan saldırılar olmuş, El-Aksa
Hastanesi’nin bombalanması sonucu 5 hasta ölürken, aralarında doktorların ve
sağlık çalışanlarının da olduğu 70’den fazla insan yaralanmıştır. Bugüne kadar
süren saldırılarda 200’ü aşkın çocuk olmak üzere çoğu kadın ve sivillerden
oluşan 700’den fazla Filistin vatandaşı ile 28 İsrail askeri ölmüş, 4500’den
fazla insan da yaralanmıştır.
Hastaneler, okullar, işyerleri
enerji alt yapısı ve jeneratörler, su şebekeleri tahrip edilmiş, yiyecek,
içecek, ilaç, tıbbi malzeme bitme noktasına gelmiş, yaralıların sığınacağı,
tedavi edileceği hastane ve malzeme sıkıntısı nedeniyle Gazze yaşama şansı yok edilmek üzere olan bir
şehir haline gelmiştir.
Durumun aciliyeti karşısında İnsan
Hakları İçin Hekimler Örgütü, Sınır Tanımayan Doktorlar ve Kızılhaç
Uluslararası Komitesi yaralıların tedavisi için acil bir çağrı yaparak
öncelikle hastaneler ve sağlık çalışanlarına yapılan saldırıların durdurulması,
çatışmaların ve savaşın son bulması, Filistinlilere insani yardım için,
uluslararası kurum ve kuruluşları yardım ve göreve davet ettiler.
Bizler
de bir kez daha sağlık çalışanları olarak tüm dünyaya sesleniyoruz: Filistin
halkına yapılanlar savaş suçudur, insanlık suçudur. Derhal durdurulmalıdır.
Filistin halkının yıllardır yaşadığı
insanlık dramı bir kez daha katliama dönüşürken insanlarla birlikte insanlığın
da ölmesine yol açmaktadır. Seyirci kalınmamalıdır.
Bu duruma seyirci kalmak katliama,
savaş suçuna ve insanlık suçuna ortak olmak demektir.
Türkiye’nin
hekimleri, hemşireleri, teknisyenleri, sağlık işçileri olarak sağlığa giden
yolun barış ve demokrasiden geçtiğini biliyor, buna inanıyor ve bu nedenle bu
savaşın durdurulmasını talep ediyoruz.
*TTB VE SAĞLIK ÖRGÜTLERİ ORTAK BASIN AÇIKLAMASI