EMEKLİLERİN SAĞLIK HAKKI -1-
DR.CEM ŞAHAN
Şubat başında
İtalya’daydım. Galio Müzesini
inceledim. Bu konuda
ayrı bir yazı
yazacağım. Değinmek istediğim
nokta, her yurt dışı
ziyarette gördüğüm, yaşlı
nüfusun seyahat tutkusu.
Çalışma yaşamlarını doldurmuş
binlerce insan, başka ülkeleri
keşfetmek için gezileri
katılıyor. 2. Baharlarını
yaşıyor..
Onları görünce
ülkem gelir aklıma.
Yüz binlerce emekli.
Bu
ülkenin kaynaklarının dağıtımında
olan adaletsizliği, düşünürüm.
Çalışma hayatında
her türlü haksızlığı ve
emek sömürüsünü yaşattığımız
insanlarımıza, emekli olunca da
çektirdiğimiz çileden utanırım
sessizce..
Babam gelir aklıma..
Bü ülkede
30 yıl memurluk
yapan şair babam..
………………
Sağlıkta
Dönüşüm programı ve beraberinde getirilen pek çok uygulamanın sağlık hizmetine
en fazla ihtiyaç duyan kesimlerden olan emeklilerimiz üzerindeki olumsuz
etkilerini günlük mesleki pratiklerimizde yaşayarak görüyoruz.
Onlar 19.Şubat
günü Sağlıkta Dönüşümü
protesto ettiler tüm
yurtta:
Bakın
ne dediler:
AKP’nin iktidar
olduğu 2002 yılından bu yana sağlıkta pek çok yenilik ve değişiklik
gerçekleşti. Kuşkusuz bu değişikliklerin başında, sağlık sisteminin finansmanın
da yaşanan değişiklik gelmektedir. Bu değişiklikle, tedavi ve muayene
masraflarının tamamını sosyal güvenlik sisteminin karşıladığı model terk edildi
ve yerine cepten ödemeye veya maaştan kesilmeye dayalı karma bir model
getirildi.
Asgari ücretin net 846 lira, dört kişilik bir ailenin
açlık sınırının 1.121 lira, yoksulluk sınırının ise 3.554 lira olduğu
günümüzde, insanların sağlık hizmetine daha çok para ayırmak zorunda kalmaları
ailelerin ay sonu hesaplarını alt üst etmektedir. Açıkçası dört kişilik bir
ailenin gıda, giyim, konut, ısınma gibi aylık harcamalarının ardından yüzde
2’yle dördüncü sırada yer alan sağlık harcamaları, vatandaşın belini
bükmektedir.
Sağlıkta
soygun, daha hastaneye gitmeden, randevu alırken başlıyor. Çünkü randevu almak
için aranan Alo 182 Merkezi Randevu Sisteminden randevu alan herkes bu hizmet
karşılığında 4,5 lira katılım payı ödemektedir.
Randevu alırken, vatandaşın
cebinden çıkmaya başlayan para, hastane kapısından içeriye girdikten sonra,
ilaç katılım payı, muayene katılım payı, reçete ücreti, tahlil ve tetkik farkı
ücreti, erken muayene farkı gibi değişik isimlerle alınmaya devam ediyor.
Özel hastanelerde, devlet hastanelerinde,
üniversite hastanelerinde, aile hekimliklerinde yapılan tedavinin faturası
eczanelerde tahsil ediliyor, emeklilerin ise aylıklarından kesiliyor.
Uluslararası
sermayenin dayattığı, sağlıkta dönüşüm programının uygulanmasının başladığı ilk
dönemlerde, devlet hastanelerinde ve üniversite hastanelerinde ücret
alınmıyordu. Bu uygulama, sağlıkta dönüşüme karşı yükselebilecek tepkileri
engellemeye yönelik bir aldatmacaydı. Zira dönüşüm için gerekli yasal ve idari
düzenlemeler yapılıp, program tam olarak yürürlüğe konduktan sonra, önce 3 lira
muayene ücreti alınmasına başlandı. Bu ücret şu anda kamu hastanelerinde 8
lira, özel sağlık kuruluşları ile hastanelerinde ise 15 lira.
Eskiden halka
en yakın sağlık kurumu olan ve yurttaşlara ücretsiz hizmet veren, Sağlık
Ocaklarının kaldırılması ile yerine Aile Hekimliği sistemi getirildi. Aile
Hekiminin yazdığı, reçete için 3 kalem ilaca kadar 3 lira, 3 ilaçtan sonra ise
yazılan her bir kalem ilaç için 1 lira katılım payı alınmaktadır.
Kuşkusuz bu
dönüşümde vatandaşın cebini ve sağlığını ilgilendiren en kritik değişiklik
hastadan katılım payı ve otelcilik hizmeti dışında ücret alınmasının önünü açan
İlave Ücret Alınabilen İstisnai Sağlık Hizmetleri’nde gerçekleşti. İstisnai
sağlık hizmeti kapsamında tanımlı işlemlerin sayısı arttırıldı. Daha önce 12
kalem olan istisnai sağlık hizmeti sayısı 29 kaleme çıkarıldı. Bu uygulama ile
Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşmeli veya protokol imzalamış sağlık
kuruluşlarına, kamu-özel farkı gözetmeksizin, her bir işlem için kurumun
belirlediği bedelin 3 katına kadar ücret alınmasının yolu açıldı.
Böylece sağlık
kurumları, hastalardan 100 lira ile 7.500 lira arasında değişen rakamlarla
ilave ücret alabilmektedirler. Örneğin
SGK tarafından; 400 lira bedel belirlenmiş, kapsül endoskopi için, 1.200 lira,
1.201 lira bedel belirlenmiş Lazerle prostat tedavisi için ise 3.605 lira bedel
alınabilmektedir. Elbette bu örnekleri çoğaltmak ve daha birçok tedavi için
alınmakta olan ilave ücretlere örnek vermek mümkündür. Ancak bu iki örnek bile
vatandaşın nasıl soyulduğunu açıklamaya yeterde artar.
Devam
edeceğiz.