Gazze’deki
Şifa Hastanesi’nde görev yapan Norveçli Cerrah Mads Frederick Gilbert yazdığı
açık mektupla tüm Dünya’ya seslendi, hastanedeki durumu, vahşetin boyutlarını,
sağlık emekçilerinin yokluklar içinde nasıl hayatları kurtarmaya çalıştıklarını
aktardı:
Çok
Sevgili Arkadaşlar,
Dün gece çok şiddetliydi. Gazze’nin
işgali; arabalar dolusu her yaştan, tümü sivil, tümü masum Filistinlilerin
sakatlanmasına, paramparça, olmasına, kanayarak, titreyerek, ölmelerine yol
açtı. Ambulanslardaki ve tüm Gazze hastanelerindeki 12-24 saatlik vardiyalarla
çalışan, yorgunluktan ve 4 aydır maaş almadan insanlıkdışı iş yüküyle
çalışmaktan grileşmiş kahramanlar ; taşıyorlar, triyaj yapıyorlar. Yürüyen
yürümeyen, soluk alan almayan, kanayan kanamayan insan bedenlerinin İNSANLARIN
boyutları ve uzuvları ile anlaşılamaz kaosunu anlamaya çalışıyorlar.
Şimdi bir kez daha “dünyadaki en
ahlaklı ordu” tarafından hayvan muamelesi yapılıyor.
Ağrının, agoni ve şokun ortasında
kararlılıklarını sürdüren yaralılara saygım sonsuz. Çalışanlara ve gönüllülere
hayranlığım sonsuz. Çığlık atmak istiyorum, birini sımsıkı tutabilmek, ağlamak,
bir çocuğun kana bulanmış ılık cildini ve saçlarını koklamak, kendimizi sonsuz
bir kucaklaşmayla korumak istiyorum, biliyorum buna gücümüz yetmez, onların
da…Yine de Filistin’in sabır ve direnişini simgeleyen “sumud” una yakınlığım bana
güç veriyor.
Kül grisi yüzler- hayır, sadece
onlarca yaralı ve kanayanlar değil, hala acil serviste yerde kan gölleri var,
yığınlarca damlayan, kana bulanmış bandajlar var temizlenecek- temizlik
işçileri heryerden kan, doku, saç, giysi, kanül, ölenlerden geriye kalanları
süpürüyorlar. Ölenlerden geriye
kalanlar, yeniden kullanım için hazırlanıyor. Son 24 saatte Shifa hastanesine
100 olgu geldi. Iyi eğitimli ve her tür donanımı olan bir hastane için
yeterinden fazla bir sayı bu. Ama burada hemen hemen hiçbirşey yok: elektrik,
su, tek kullanımlık malzemeler, ilaçlar, oral rehidratasyon tabletleri,
araçlar, monitörler, herşey paslanmış ve sanki geçmişin hastanelerinin
müzelerinden çıkartılmış. Ama bu kahramanlar şikayet etmiyorlar. Savaşçılar
gibi bunlarla baş ediyorlar.
Yalnız başıma ve yatağımda bu
satırları yazdığım sırada gözyaşlarım dökülüyor, acının ve yasın, öfkenin ve
korkunun sıcak yarasız gözyaşları dökülüyor. Bunlar oluyor olmamalı!
Ve tam da şu anda İsrail savaş
makinasının orkestrası korkunç senfonisine yeniden başlıyor. Donanma
gemilerinden ağır silahlarla kıyıları bombalıyorlar, F-16’lar kükrüyor, hasta
eden uzaktan kumandalı uçakların sesleri geliyor. ABD tarafından yapılan ve
ödenen pek çok şey.
Bay
Obama – bir kalbin var mı?
Seni sadece ve sadece bir geceyi
burada, Shifa’da bizimle geçirmeye davet
ediyorum. Bir temizlikçi kılığına girmiş biçimde belki. % 100 eminim ki bu
tarihi değiştirirdi. Kalbi ve gücü olan hiçkimse Shifa’da geçireceği bir
geceden sonra Filistinlilere yönelik katliamı durdurma düşüncesi olmaksızın
arkasını dönüp yürüyemeyecektir.
Fakat kalpsiz ve acımasızlar
hesaplarını yaptılar ve başka bir “Dahia” planladılar.
Kan
ırmakları bu gece de akmaya devam edecek. Ölüm enstrümanlarını akord
ettiklerini duyabiliyorum.
Lütfen ne yapabilirseniz yapın. Bu,
BU devam edemez.
Gazze, İşgal Edilmiş Topraklar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder