16 Şubat 2015 Pazartesi

İNSANLIK KAN AĞLIYOR!


            Gazze’deki Şifa Hastanesi’nde görev yapan Norveçli Cerrah Mads Frederick Gilbert yazdığı açık mektupla tüm Dünya’ya seslendi, hastanedeki durumu, vahşetin boyutlarını, sağlık emekçilerinin yokluklar içinde nasıl hayatları kurtarmaya çalıştıklarını aktardı:

            Çok Sevgili Arkadaşlar,

            Dün gece çok şiddetliydi. Gazze’nin işgali; arabalar dolusu her yaştan, tümü sivil, tümü masum Filistinlilerin sakatlanmasına, paramparça, olmasına, kanayarak, titreyerek, ölmelerine yol açtı. Ambulanslardaki ve tüm Gazze hastanelerindeki 12-24 saatlik vardiyalarla çalışan, yorgunluktan ve 4 aydır maaş almadan insanlıkdışı iş yüküyle çalışmaktan grileşmiş kahramanlar ; taşıyorlar, triyaj yapıyorlar. Yürüyen yürümeyen, soluk alan almayan, kanayan kanamayan insan bedenlerinin İNSANLARIN boyutları ve uzuvları ile anlaşılamaz kaosunu anlamaya çalışıyorlar.

            Şimdi bir kez daha “dünyadaki en ahlaklı ordu” tarafından hayvan muamelesi yapılıyor. 

            Ağrının, agoni ve şokun ortasında kararlılıklarını sürdüren yaralılara saygım sonsuz. Çalışanlara ve gönüllülere hayranlığım sonsuz. Çığlık atmak istiyorum, birini sımsıkı tutabilmek, ağlamak, bir çocuğun kana bulanmış ılık cildini ve saçlarını koklamak, kendimizi sonsuz bir kucaklaşmayla korumak istiyorum, biliyorum buna gücümüz yetmez, onların da…Yine de Filistin’in sabır ve direnişini simgeleyen “sumud” una yakınlığım bana güç veriyor.

            Kül grisi yüzler- hayır, sadece onlarca yaralı ve kanayanlar değil, hala acil serviste yerde kan gölleri var, yığınlarca damlayan, kana bulanmış bandajlar var temizlenecek- temizlik işçileri heryerden kan, doku, saç, giysi, kanül, ölenlerden geriye kalanları süpürüyorlar.  Ölenlerden geriye kalanlar, yeniden kullanım için hazırlanıyor. Son 24 saatte Shifa hastanesine 100 olgu geldi. Iyi eğitimli ve her tür donanımı olan bir hastane için yeterinden fazla bir sayı bu. Ama burada hemen hemen hiçbirşey yok: elektrik, su, tek kullanımlık malzemeler, ilaçlar, oral rehidratasyon tabletleri, araçlar, monitörler, herşey paslanmış ve sanki geçmişin hastanelerinin müzelerinden çıkartılmış. Ama bu kahramanlar şikayet etmiyorlar. Savaşçılar gibi bunlarla baş ediyorlar.

            Yalnız başıma ve yatağımda bu satırları yazdığım sırada gözyaşlarım dökülüyor, acının ve yasın, öfkenin ve korkunun sıcak yarasız gözyaşları dökülüyor. Bunlar oluyor olmamalı!

            Ve tam da şu anda İsrail savaş makinasının orkestrası korkunç senfonisine yeniden başlıyor. Donanma gemilerinden ağır silahlarla kıyıları bombalıyorlar, F-16’lar kükrüyor, hasta eden uzaktan kumandalı uçakların sesleri geliyor. ABD tarafından yapılan ve ödenen pek çok şey.

            Bay Obama – bir kalbin var mı?

            Seni sadece ve sadece bir geceyi burada, Shifa’da bizimle geçirmeye  davet ediyorum. Bir temizlikçi kılığına girmiş biçimde belki. % 100 eminim ki bu tarihi değiştirirdi. Kalbi ve gücü olan hiçkimse Shifa’da geçireceği bir geceden sonra Filistinlilere yönelik katliamı durdurma düşüncesi olmaksızın arkasını dönüp yürüyemeyecektir.

            Fakat kalpsiz ve acımasızlar hesaplarını yaptılar ve başka bir “Dahia” planladılar.

            Kan ırmakları bu gece de akmaya devam edecek. Ölüm enstrümanlarını akord ettiklerini duyabiliyorum.

            Lütfen ne yapabilirseniz yapın. Bu, BU devam edemez.

            Gazze, İşgal Edilmiş Topraklar

           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder