İnsan ekmek
için çalışır.
İnsan yaşamak
için çalışır.
İnsan
üretmek için çalışır.
İnsan insanca bir
hayat için çalışır.
…………………
Sabah her
zaman ki gibi 06.00 da
başladı.
Sabah okumalarından
sonra, kahvaltı günlük
gazeteler derken , hastane
mesaisine gittim. Umut bekleyen
hastalarımız ile yoğun bir
çalışma içinde iken cep
telefonuma bir mesaj geldi:
‘’Bu sabah saatlerinde
Isparta’nın Yalvaç İlçesi’nden tarım işçilerini taşıyan araç kaza yaptı, kazada
15 ölü, 26 kişi de yaralandı’’
TTB-KESK-DİSK
ve TMMOB ‘NİN dünkü bilimsel
açıklamasını okurken, bir kez
daha gördüm ki: Vahşi kapitalizm öldürüyor:
28 Ekim 2014 Salı günü saat 12:15 sıralarında
özel sektöre ait Karaman/Ermenek‘te IR: 617-1260 ruhsat nolu sahada takriben
778 kotunda yapılan çalışmalar sırasında sahanın mücavirinde bulunan ve daha
önce çalışılmış, eski imalatlara yaklaşılması nedeniyle, eski imalatta bulunan
tahminen 10.000 metreküp suyun aniden ocak içerisindeki çalışma alanlarına
dolması sonucu ocakta bulunan 18 maden emekçisi su altında kalmıştır.
Maden
Mühendisleri Odası’nın oluşturduğu uzman heyetin sahada gerçekleştirdiği ilk
incelemeler sonucu yapılan tespitler aşağıda belirtilmektedir:
-
Olayın meydana geldiği ocakta, özel sektör tarafından rodövans yöntemi ile
üretim yapılmaktadır.
-
Ocakta 3 vardiya halinde çalışma yapılmakta olup, kaza anında ocakta bulunan 26
işçiden 8 işçi kendi imkânları ile dışarı çıkmış olup, ocak içerisinde 18 işçi
mahsur kalmıştır.
-
Ocakta çalışan işçiler genellikle çevre köylerden sağlanmakta, sendikasız ve
düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır.
-
Kaza, 778 kotunda yapılan çalışmalar sırasında 08.00 - 16.00 vardiyasında saat
12.15 civarında meydana gelmiştir.
-
Kazanın meydana geldiği sahada, 3 ayrı firma tarafından aynı anda rodövans
yöntemi ile üretim yapılmaktadır.
-
Geçmiş yıllarda ocağın mücavir alanında üretim yapılmış ve eski imalat olarak
adlandırılan bu üretim alanlarında biriken sular ocak içerisine deşarj
olmuştur.
-
Şu andaki su seviyesi ocakta mahsur kalan işçilerin bulunduğu seviyenin
üzerindedir.
Maden mühendisleri uzman heyeti tarafından
yapılan tespitler göstermektedir ki:
•
Havza madenciliği yapılmadığı için, ocaklarda yapılan üretimle mücavir
alanlarda daha önceki yıllarda yapılan imalatların birbirini nasıl
etkileyebileceği bilinmeden planlama ve üretim gerçekleştirilmektedir.
Ermenek‘te meydana gelen kaza da havza madenciliği yapılmamasının bir
sonucudur. Havza madenciliği, bir havzada bulunan madenlerin, bütüncül bakış
açısı ile planlanması ve üretilmesi anlamına gelmektedir. Aynı havzada farklı
firmaların, değişik ya da aynı zamanda yaptıkları planlama ve üretimi
birbirlerinden bağımsız, habersiz, birbirlerini olumsuz etkileyebilecek şekilde
yerine getirilmesi politikası sürdükçe Soma‘da, Elbistan‘da ve son olarak
Ermenek‘te yaşanan facialar gelecekte de yaşanabilecektir.
•
Madencilik faaliyetlerine ilişkin tüm bilgiler, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı (ETKB) / Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nde (MİGEM) toplanmakta ve tüm
izinler MİGEM tarafından verilmektedir. MİGEM ruhsat verirken havza
madenciliğini göz önünde bulundurmamakta, bu da planlama
ve işletmede parçalı durum doğurmaktadır. Bunun sonucunda aynı sahadaki
işletmelerden kaynaklanacak gaz ve su baskınları gibi tehlikeler bilinememekte,
önlem alamamaktadır. Bu kazanın en önemli nedenini bu durum oluşturmaktadır.
Sektörde uygulanan rodövans ve taşeronlaştırma uygulamaları da parçalı üretim
mantığı ile yürütüldüğü için kazanın başka bir diğer önemli nedenidir. Dolayısı
ile kazanın ve kaybedilen canların en büyük sorumluluğu MİGEM‘e aittir.
•
Ülkemiz, iş kazalarında dünyada üst sıralarda yer almaktadır. Maden kazaları
son yıllarda belirgin olarak artmaktadır. Odamız kayıtlarına göre; 2008 yılında
43 maden çalışanı iş kazası sonucu yaşamını yitirmişken, 2009 yılında bu sayı
92‘ye çıkmıştır. 2010 yılında 105 işçi, 2011 yılında 77 işçi, 2012 yılında 61
işçi maden kazalarında yaşamını yitirmiştir. 2014 yılında maden sektöründe iş
kazaları sonucu 400 civarında insan hayatını kaybetmiştir.
•
Ülkemizde her yıl, 1.500 emekçinin can kaybına yol açan iş kazaları
yaşanmaktadır. Madencilik sektörü de dahil, işçi sağlığı iş güvenliğine ilişkin
kararlar tek başına Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı (ÇSGB) tarafından alınmaktadır.
ÇSGB, İSG‘ye ilişkin kararların alınmasında, niversiteler, sendikalar, kamu
kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin (TTB, TMMOB) görüşlerine
başvurmamakta, iletilen görüşleri de dikkate almamaktadır. Tüm kuralları tek başına
belirleyen, uygulamasını izleyen ÇSGB yıllardır artan iş kazalarının ve can
kayıplarının diğer sorumlusudur.
Bu değerlendirmeler ışığında görüş ve
önerilerimiz aşağıda sunulmuştur:
•
Rodövans ve taşeronlaşma uygulamaları acilen iptal edilmelidir.
•
Madenlerimiz; kamu yararı öncelikli olarak, mühendislik bilim ve tekniğine,
ölçek ekonomisine ve havza madenciliğine uygun olarak planlanmalı ve
işletilmelidir.
•
Ucuz işgücüne dayalı ve örgütlenmeyi engelleyen çalışma anlayışı terk
edilmelidir.
•
İSG‘ye ilişkin kararların alınmasında, üniversiteler, sendikalar, kamu kurumu
niteliğindeki meslek odalarının (TTB, TMMOB) görüşlerini alınmalı, ulusal
düzeyde karar alma mekanizmasında çoğunluğu emek örgütlerinin oluşturduğu bir
yapı oluşturulmalıdır.
•
Bundan önce olduğu gibi "gerekenler yapılacaktır" gerekçesinin
arkasına sığınılmadan gerçek sorumlular belirlenmeli, maden mühendisleri,
teknik nezaretçi ve diğer çalışanlar günah keçisi olarak seçilmemelidir.
………………………
İnsan yaşamak
için çalışır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder