16 Şubat 2015 Pazartesi

TAŞERON CİNAYET CENNETİ



             Ölümler  ardı  ardına geliyor.  İş  alanı  cinayet  alanına  dönüyor.

            Hala bu  ülkede  algı  yönetimi  ile  sorun yok algısı başarılı ile  yürütülüyor.

            Ama ölümün soğuk yüzü , yalanların ve  kandıranların  vicdanlarını zorluyor.

            …………….

            İşçi ölümleri, tüm ölümler gibi hızla devam ediyor.

            Dün vicdanlardan:

            “Ucuz emek ve taşeron cenneti Türkiye, emeğin cehennemine dönüşürken”! Çalışma Bakanı Derhal İstifa Etmeli, Hükümet Hesap Vermelidir! Sesleri  yükseldi.

            6 Eylül gecesi İstanbul Mecidiyeköy'de rezidans inşaatındaki asansör kazasında 10 emekçinin yaşamını yitirmesi iş cinayetidir, sorumlusu AKP iktidarıdır.

            Muhafazakarlık soslu daha fazla kar için daha fazla sömürü, talan ve rant esaslı neoliberal program ile Türkiye sermaye için cennet emek için cehenneme dönüşmüştür.

            Öncelikle yaşamını yitiren emekçilerin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz.

            Her türlü teşvik, destek ve imtiyazla elde ettiği rant alanında esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışmayı esas alan taşeron dayatan özeleştirme ile işçilerin sağlığını, güvenliğini ve yaşamını paraya dönüştüren Torunlar GYO, % 695 kar açıklamış, ölümlerden işçileri suçlamıştır. Her şeyin fiyatını bilen, hiçbir şeyin değerini bilmeyen sermaye iktidarının program ve hatta anlayışında, fıtratında "insanca ve onurlu yaşam"ın olmadığı bir kez daha anlaşılmıştır.

            62.hükümet, 61. hükümetin devamı olduğunu söyleminden sonra eyleminde de ortaya koymuştur. Soma'da olduğu gibi Mecidiyeköy'de de olay yerine ambulanstan önce tomalar ve çevik kuvvet gönderilmiştir. Hükümet önceliğinin işçinin sağlığı ve güvenliği değil, patronların çıkarları ve güvenliği olduğunu göstermiştir.
 

            Daha birkaç ay önce aynı rezidans yapımında bir iş kazası yaşanmış, bir işçi yaşamını yitirmişti. Ve bu olaydaki ihmali nedeniyle bir cana karşılık 5600 TL ceza ödeyen şirket inşaata kaldığı yerden devam etmiştir! Yine bu son cinayetten önce, iddialara göre, asansörün arıza çıkardığı ve güvenli olmadığı defalarca işçiler tarafından dile getirilmiş olmasına rağmen tıpkı Soma'da olduğu gibi, "işler aksamasın, zaman kaybedilmesin" dürtüsüyle hareket edilmiştir. Nitekim Cumartesi geç saatlere kadar çalışılması da bu iddiaları doğrular niteliktedir.

            Diktikleri rezidansların, maden ocaklarının temelinde emekçilerin kemikleri, harcında kanı vardır.

            Emek meslek örgütleri olarak yıllardır ısrarla işçi sağlığı ve güvenliğinin bir kamu hizmeti olmaktan çıkarılmasının iş kazaları, meslek hastalıkları ve ölümlere davetiye çıkaracağını söylememize rağmen iktidar bu alanı da sermayenin iştahına, insafına terk etmekten geri adım atmadı. Taşeron çalışma yasaklanmadığı sürece yeni ölümlerin ve sakatlanmaların kaçınılmaz olduğunu söylememize rağmen şu günlerde Meclis'te görüşülmekte olan torba yasayla taşeronlaşmayı daha da yaygınlaştırırken sendikal örgütlenme önündeki engelleri kaldırmak bir yana var olan kırıntıları bile ortadan kaldırdı.

            Sendikalardan kimisini de kendilerinin yan kolu haline getirerek gelişecek tepkileri onlar eliyle minimize etmeyi sürdürdü.

            İş cinayetlerinde sadece Ağustos ayında 158 işçi, Yılın ilk 8 ayında ise 1270 işçi ve emekçi iş cinayetlerinde katledildi. Rakamlardan da anlaşılacağı üzere işçi sağlığı ve güvenliği alanında sistematik bir ihlal söz konusudur. Taşeronlaştırma, güvencesizlik, esnek ve kuralsız çalışma ile örgütsüzlük sistemi bu döngünün devamını sağlamaktadır.

            Sadece 2014 yılında yüzlerce emekçinin işçi sağlığı ve güvenliğinde Bakanlığının sorumluluğu altında yaşanan ihmaller ve denetimsizlikler sonucu yaşamını yitirmesine neden olan Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanı istifa etmeli, hükümet ve bu cinayetin sorumluları hesap vermelidir.

            Torunlar GYO’nun sahibi ve yöneticileri ve hükümetin ilgili Bakan’ı ve bürokratları gecikmeksizin yargı önüne çıkarılmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder