16 Şubat 2015 Pazartesi

VE DURGUN AKIYOR SAMSUN



            Samsun’da  hayat  sosyolojik  gerçekleri görmeden, temel  hayat  felsefesini  yapmadan  ilerliyor.

            Sorgulanma  yapmadan devam  ediyor.

            Samsun’un  sosyolojik  açıdan  değerlendirmesi  yapmak  gibi  bir niyet  ortada  gözükmüyor.

            Bilgi  üretecek akademinin  durumu belli.

            Siyasetin durumu belli…

            …………..

            Şimdi  şehir  sadece  seçimlere  kilitlenmiş.

            Şehir  ve  insan  üzerine  düşünce  üretmenin  mümkün  olmadığı  zaman  dilimlerindeyiz.

            Yeni  formülasyonlara, yeni  düşünce  yolları  ve  siyaset  yapmanın  yeni  yollarının  yan yana  gelmesine  ihtiyaç  var.

            Acil ihtiyaç ortada!

            Ancak  buna yanıt  verecek bir çeşni, en azından  bu  kent  için  ortada  görülmüyor.

            Radikal  olarak kente  ve  insana  dair  bir çok şey  değişmek  zorunda..

            …….

            Hayat  ve  sistem  sürekli  eşitsizlikler  üretiyor.  George Orwell, Hayvan Çiftliği'nde ''Bütün hayvanlar eşittir; fakat bazıları daha eşittir'' der. Yaşamın  her  alanında  eşitsizlikler  artıyor.  Ama  en  önemlisi  yaşama  dair  bu  eşitsizliklere  karşı  kent/politika  bir  şey  üretemiyor. Umut ortada  görünmüyor. Eşitsizlikler  sosyal  adaletsizliğin  temel taşı oluyor. Bu  sistemlerden türeyen eşitsizliklerin, insanların bilinç ve algılarından saklı kalacak şekilde nasıl gerekçelendirildiği ve olağanlaştırıldığı  anlamak mümkün  değildir.

            Eşitsizlik kendiliğinden ortaya çıkmaz; yaratılır. Eşitsizliğin kökenini anlayabilirsek azaltmanın yollarına da eğilebiliriz. Eşitsizlik düzeyini belirleyen şey piyasa güçleri olmakla birlikte bu güçleri şekillendiren hükümet politikalarıdır. Hükümet, parayı ister aşağıdan yukarıya, ister yukarıdan aşağıya taşımaya muktedirdir.

            Piyasa güçleri, politikalar ve rantiyelik toplumsal eşitsizliği yükseltmek yanında toplumumuzda normları ve kurumları da değiştirmektedir.

            ………………………

            Bu  yıl  daha  çok anlatacağız  eşitsizlikleri..

            Kentte  dair/insana  dair  sosyal  adalet  taleplerini  daha  çok  dile  getireceğiz.

            Demokrasi  adına  oynanan  oyunlara, seçim  kırıtmalarına  uzak  kalacağız.

            Sadece  insana  dair  satırlar  olacak  yazılarımızda.

            Köyleri  gezeceğiz..

            Okullara  konuk  olacağız..

            Her  yanda  anlatacağız.

            Kimsenin  ağlamadığı  bir  kent/ülke  mümkün  diye..

            ‘’Unutmayalım ki, En son umut  ölür.’’ diye  mırıldanarak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder