ÇOCUK İŞÇİLİĞİ GERÇEĞİ
RAPORU
DR.CEM ŞAHAN
Yaşam
hızla akıyor. Bir algı oluşturma dönemindeyiz. Medya ve dernekler üzerinden yaşama dair yalan algılar
oluşturuluyor.
23
Nisan kutlandı geçen günlerde..
Bilinen
nutuklar, AVM kutlamaları..
Çocuk
tartışılmadı..
Çocuğun
durumu tartışılmadı..
DİSK Türkiye’de
Çocuk İşçiliği Gerçeği Raporu 2015 yayınlandı
bu süreçte. Yine tartışılmadı. Yine görülmek sitenmedi:
Okula gitmeyen çocuklar için
haftalık çalışma süresi 54 saat.
Çocukların yüzde 3,4’ü
yaralanmış ya da sakatlanmıştır.
Çocukların üçte birine
işyerinde yemek verilmiyor.
Yarısından çoğu 400 TL
altında bir ücretle çalışıyor.
Çocuk
işçiliği, insani gelişim açısından ciddi bir sorun olarak görülmektedir.
İstatistikler çalışan çocukların önemli oranda eğitim hakkının da gasp
edildiğini ortaya koymaktadır. Dünya’da her 5 çocuktan biri çalışmak zorunda
bırakılırken, bu çocuklar sağlıklı bir çevreden ve temel özgürlüklerden de
mahrum kalmakta, fiziksel, sosyal, kültürel, duygusal ve eğitsel gelişime zarar
veren koşullarda çalıştırılmaktadır.
1999-2006
yılları arasında istihdam edilen çocuk sayısı 2 milyon 270 binden, 890 bin
düzeyine düşmüştür. Diğer yandan aynı dönemde Türkiye istihdamdaki çocuk
işçiliği ile mücadelede ivmesini kaybetmiştir. 1994-1999 yılları arasında
istihdamdan çekilen çocuk işçi sayısı yıllık ortalamada 128 bin iken, 1999-2006 yılları arasında yıllık ortalama 74
bin olarak gerçekleşmiştir. 2006-2012 yılları ise çocuk işçiliğinde azalma
eğiliminin durduğu ve özellikle tarım kesimindeki artış ile birlikte çocuk işçi
sayısının tekrar arttığı bir dönem olmuştur. 2012 yılında çocuk işçi sayısı 893
bine ulaşmıştır.
1)Çocuk Emeği Ev İçine
Kaymaya Devam Etmektedir: İstihdam içinde değerlendirilmeyen ev
işlerinde çalışan çocukların sayısı 1999 yılında 4 milyon 447 bin iken, 2006
yılında bu sayı 6 milyon 540 bine ulaşmıştır. 2012 yılı için ise bu rakam
yaklaşık 1 milyon kişi artarak 7 milyon 503 bine yükselmiştir. Böylelikle 5-17
yaş arası toplam çalışan çocukların (istihdama katılan ve ev içinde çalışan)
sayısı 8 milyon 397 bine ulaşmıştır.
Toplamda çalışan çocukların tüm çocuklara oranı 1999’dan bu yana %
41’den % 56’ya çıkmıştır.
Devletin
gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini satılamaması Türkiye’de
kadınlar için işgücüne katılım oranlarının dünyanın en alt sıralarında yer
almasına neden olmaktadır. Dünya Bankası veritabanına göre Türkiye’de
kadınların işgücüne katılım oranı % 28,1 ile 183 ülke arasında 169. sıradadır.
Söz konusu değer dünya ortalaması için % 51,17’dir (WB 2013).
2) Türkiye İçin Çocuk
İşçiliğinde Artış Çocuk Emeğinin En Kötü Biçimlerinde Yaşanmaktadır:
Çocuk işçiliği dünyanın pek çok bölgesinde ortak bir pratik olarak
görülmektedir. Çocuk işçiliğinin azaltılmasına yönelik artan çabalara rağmen
henüz çocuk işçiliği ortadan kaldırılamamıştır ve çocuk işçilerin çok geniş bir
kesimi hala tarım sektöründedir. Yoksulluk ve eğitim politikaları çocuk
emeğinin acımasız döngüsünü besleyen unsurlardır. Dünya genelinde çocuk işçilerin % 60’ı yani 129 milyonu tarım
sektöründedir. Tarım sektörü meslek hastalıkları ve iş kazaları açısından
en tehlikeli sektörlerden biridir. Aynı zamanda çocuk işçiliğinin en kötü
biçimlerinde çalışan çocukların da % 60’ı tarım sektöründedir. Bunların
sayısının 70 milyon civarında olduğu hesaplanmaktadır. En kötü biçimlerde
çalışan çocukların 3’te 2’si ücretsiz aile işçileridir.
Türkiye
2012 verilerine göre 2006 yılından bu yana çocuk işçiliğinin en kötü
biçimlerinin en yaygın olduğu ücretsiz aile işçisi çocuk işçilerin, toplam
çocuk işçiler içerisindeki oranı % 41’den % 46’ya, sayısı ise 362 binden 413
bine yükselmiştir. Yine aynı kapsamda değerlendirilen tarım sektöründe çalışan
çocukların sayısı da 73 bin kişi artış göstererek 326 binden 399 bine, toplam çocuk işçilere oran ise % 37’den %
45’e ulaşmıştır.
Tarımda
çalışan çocuklar açısından asıl acı olanı ise tarımdaki istihdam artışının %
66’sının ve ücretsiz aile işçilerindeki artışın % 90’ının 6-14 yaş arası
çocuklar olmasıdır. Toplamda da çocuk işçiliğinin artmasına neden olan 6-14 yaş
çocuk işçilerin sayısındaki artıştır.
3) Hem Oku Hem Çalış
Dönemi:4+4+4
Okula
devam ederken çalışan çocukların sayısı 2006-2012 yılları arasında % 64
oranında artarak, 272 binden 445 bine yükselmiş durumda. Okuyan çocukların 2006
yılında % 2’si ekonomik bir faaliyette çalışırken 2012 yılında bu oran % 3’e
ulaştı. Bu çocuklar arasında ev işlerinde çalışanların oranı da % 43’den % 50
seviyesine yükseldi. Okula devam etmeyen çocukların sayısı 2 milyon 314 binden,
1 milyon 297 bine gerilerken, okula gitmeyen çocuklar arasında ekonomik
faaliyetlerde çalışanların oranı % 27’den % 35’e yükseldi. Buna karşın ev
işlerinde çalışan çocukların sayısı bu kategoride % 44’den % 39’a geriledi.
Geçen yazıda DİSK’in yayınladığı Çocuk İşçiliği Raporu’nun bir kısmını tartışmıştık. Geçen hafta vefat nedeniyle 1 hafta Fatsa ve köylerindeydim. Etrafıma çocuk işçiliği bağlamında baktım.
Samsun’da dolaştım. Suriye küçük
dilencileri gördüm.
Çocuk
İşçiliği sayısı son 3 yıldır sürekli artıyor.
İş Cinayetleri Çocukları da
Öldürüyor:
İstanbul
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre 2013 yılında yaşamını
yitiren 1235 işçinin 59’u çocuk işçidir. 2014 yılında bu sayı 54 olarak
görülmektedir . 2014 yılı için her 100
iş cinayetinden üçü çocuk işçileri bulmuştur. Yani can veren her 30 işçiden
yaklaşık birisi yoksulluktan dolayı çalışan çocuk işçilerdir. Çocuk işçiler
güvencesiz işçi havuzunun önemli bir kaynağıdır ve çocuk işçi cinayetleri
oranının artacağı da aşikârdır.
Çalışma Koşulları Ağır:
Türkiye’de
çalışan çocukların, çalışma nedenlerinin başında yoksulluk gelmektedir.
6-17 yaş grubundaki çalışan çocuklar içerisinde okula devam eden
çocuklar için %39,3’ü hane halkının ekonomik faaliyetine yardımcı olmak yüzde
24’ü hane halkı gelirine katkıda bulunmak için çalışmaktadır. Okula devam
etmeyen çocuklarda ise hane halkı gelirine katkıda bulunmak için çalışanların
oranı % 58,7 seviyesindedir. Okula devam etmeyen ve hane halkının ekonomik
faaliyetine yardımcı olmak için çalışan çocukların oranı ise % 18,1’dir.
Toplamda çocukların yarısından çoğu ekonomik nedenlerle çalışmaktadır
Türkiye
genelinde ekonomik işlerde çalışan çocukların haftalık ortalama fiili çalışma
süreleri son derece yüksektir. 6-17 yaş
grubundaki çocukların haftalık ortalama fiili çalışma süresi 40 saatti
bulurken, bu süre 15-17 yaş grubundaki çocuklar için 45,8 saattir. Erkek
çocuklar haftada ortalama 43,2 saat çalışırken, kız çocuklar 33 saat
çalışmaktadır.
Ancak
en trajik süreler okula devam etmeyen çocuklar için görülmektedir. Haftalık
ortalama fiili çalışma süresi okula devam etmeyen çocuklar için haftalık 54,3
saat ile Türkiye ortalamasının üstündedir
Ücretli,
yevmiyeli veya kendi hesabına çalışan çocukların yüzde 52’si 2012 yılında aylık
400 TL’lik bir gelirle çalışmak zorunda kalmıştır.
Ücretli ya da yevmiyeli
olarak çalışan çocukların,
◾% 3,4’ü sakatlanma ve
yaralanma yaşamıştır.
◾% 34’ü aşırı yorulmaktadır.
◾3’te birine işyerinde yemek
verilmemektedir.
◾% 36’sının haftalık izni yok.
◾Yıllık ücretli izin % 89
için yoktur.
◾Mesleki eğitim için
çalışanların oranı %21,7 seviyesindedir
Bütün bu tablo çocukların
düşük ücretlerle ve kötü çalışma koşulları altında çalıştırıldığını ortaya
koymaktadır.
Çocuk
işçiliğinin önlenmesine yönelik ortaya konulan çabalara rağmen yeterli bir
sonuç alınamamasının arkasında, emek piyasasının esnekleşmesi ve
kuralsızlaşmanın yaygınlaşması gelmektedir. Kimi sayısal verilerden hareket
ederek Türkiye gerçekliğinin sadece olumlu yanı kamuoyunun bilgisine
sunulmaktadır. Hâlbuki verilerin yüzeyini kazıdığınızda gerçeklik tüm
çıplaklığı ile ortaya çıkmaktadır.
Sonuç olarak 2012 yılında
yasalaşan 4+4+4 yasası ile zorunlu ilköğretim yaşı 6-13 yaş aralığına
çekilmiştir. Bu durumda ortaokulun bitiş yaşı aynı
zamanda çocuk işçiliğinin yaygınlaşma yaşını fiilen 13’e düşürmüştür. Yine
esneklik başlığı altında evden ve uzaktan çalışmayı yasal hale getirme çabası
ev içinde çalışan 8 milyon çocuğu doğrudan ilgilendirmektedir.
Çocuk işçiliği, yoksulluk ve
güvencesizlik zemininde yükselen istihdam stratejilerinin yapısal olarak
ürettiği bir sonuç olarak görülmelidir. Dolayısıyla çocuk işçiliği ile mücadele
bu strateji ile mücadeleden geçmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder