YAŞLILIK (GERİATRİ) NOTLARI
-1-
DR.CEM ŞAHAN
Bu ülkede/kentte
yaşlılık konusunda ortak bir bilinç ve sosyal politika geliştirmek, Avrupa Birliği
zorlamaları ile çok yavaş bir yol
alıyor.
Emekliliğini yaşayan –yaşamayan- insanlarımıza doğru bir
hizmet sunduğumuzu söyleyemeyiz.
Emeklilerin
ve yaşlıların örgütlenmeleri de kısıtlı.
Karşımızda
bir Emekli-Sen gerçeği duruyor. Bu
hafta sonu Samsun
Şubesinde Emekli-Sen Genel
Başkanını dinleyeceğiz. Ben
de Sağlıkta Dönüşüm ve Yaşlılık konusunda bir sunum yapacağım. Bu
amaçla Halk Sağlığı Uzmanları Derneğinin Raporundan hazırladığım notları
sizlerle paylaşacağım:
*Gelir
durumu açısından bakıldığında ise yaşlıların %31’nin herhangi bir geliri yok
iken %51’inin emekli maaşı(doğrudan kendisine ait veya dolaylı olarak),
%13’ünün ise yaşlılık aylığı bulunmaktadır.
Yaşlılık
aylığı özellikle çok ileri yaşlı olarak tanımlanan 85 ve üzeri nüfus için
önemli bir gelir kaynağı olduğu görülmektedir (yüzde29).
*TNSA-2008
sonuçlarına göre 65 yaş ve üzerinde olanların %12’sinin sağlık güvencesi
bulunmamaktadır ve yaş ilerledikçe sağlık güvencesi olmayanların yüzdesi de
artmaktadır.
*Sağlık
güvencesi olanların ise büyük bir kısmı SSK’lı ve Bağ-Kur’ludur. Emekli Sandığı’na
bağlı olanlar yüzde 15 civarındadır. Yeşil kart ise özellikle de 85 ve
üzerindeki yaşlı nüfus için önemli bir sağlık güvencesi olmaktadır.
*Türkiye’de
günümüzde 5 milyondan fazlı yaşlı
bulunmaktadır. Doğurganlıktaki düşüşün azalmaya devam etmesi ve yaşam
beklentisinin sürekli bir biçimde artış göstermesi, yaşlı nüfusun toplam nüfus
içerisindeki sayısal büyüklüğünün de kademeli olarak artacağı anlamına
gelmektedir. Nüfus projeksiyonlarına göre 2025 yılında 65 yaş ve üzeri nüfusun
8.5 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.
*Ülke
genelinde, yaşlılara yönelik sağlık hizmetleri genel sağlık hizmetleri içinde
yürütülmektedir. Yaşlıların,birinci basamakta, bir risk grubu olarak ele
alınması ve izlenmesi gerekliliği Sağlık Hizmetlerinin Yürütülmesi Hakkında
Yönerge’de yer almıştır. Bu yönergede sağlık ocaklarının yaşlılarından haberdar
olması; kronik hastalığı olanları yılda iki kez evde ya da kurumda izlemesi;
genel olarak yaşlıların yılda iki kez sağlık kontrolünden geçmesi; gerekli
görülenler için sosyal yardım kurumları ile iletişime geçilmesi birinci
basamağın görevleri içinde belirtilmiştir (14).
Hatta
2006 yılında yayınlanan Gezici Sağlık Hizmetlerinin Yürütülmesi
HakkındaYönerge’de Sağlık Ocağı ‘’gezici
sağlık hizmeti ekibi 65 yaş ve üstü kişileri tespit etmeli, yılda en az iki kez
genel fizik muayeneden geçirmelidir’’ ifadesi yer almaktadır.
*Birinci
basamakta dikkat çeken bir uygulama da aile hekimine yapılacak ödemelerin
hesaplanmasında kullanılan katsayılardır. Yaşlılar için kullanılan katsayı bebek
ve çocukların katsayısına eşittir (17). Bu uygulama yaşlıların istekleri
dışında, hekime kaydedilmesini önlemek açısından önemlidir.
*Bölgesinde
yaşayan toplumun sağlığını geliştirmeyi ve korumayı ön plana alan Toplum Sağlığı
Merkezleri’ne ise yaşlı sağlığı konusunda bir sorumluluk verilmemiştir.
*Türkiye’de
düşük SED’in sağlıksız beslenme, fiziksel inaktivite, yetersiz sosyal destek,
kötü öznel sağlıalgısı, kötü bilişsel durum, yüksek ölüm kaygısı, tedaviye uyum
göstermeme, ihmal, kötü yaşam tatmini, yetersiz günlük yaşam aktivitesi, kötü
yaşam kalitesi, yetersiz ilaç bilgisinde risk olduğunu gösteren çalışmaların
sayısı daha fazladır.
*Dünya
Sağlık Örgütü tarafından Haziran 2010’da “Küresel
Yaşlı Dostu Kentler Ağı” kurulmuştur. Yaşlıların kapasiteleri ve
verebileceklerini gören, yaşa bağlı ihtiyaçlarına ve tercihlerine karşılık
veren, kararları ve yaşam tarzlarına saygı gösteren, savunmasız olanları
koruyan, toplum yaşamının her alanına katılmalarını teşvik eden; politika,
hizmet, oluşum ve yapıların bulunduğu kentler “Yaşlı Dostu Kent” olarak tanımlanmaktadır.
Yaşlı
dostu kentlerin ilgilendikleri temel alanlar; dış mekânlar ve binalar, ulaşım,
konut, sosyal katılım, toplumsal yaşamaya dâhil edilme ve saygı, vatandaş
olarak katılım ve istihdam, bilgi edinme ve iletişim, toplum desteği ve sağlık hizmetleridir.
İstanbul Yaşlı Dostu kent projesini içerisindedir. Malatya, Amasya, Çankaya ise
bu projeye dahil olmaya çalışmaktadır.
*Avrupa
Parlamentosu ve Avrupa Birliği tarafından 2012 yılı “Avrupa Aktif Yaşlanma ve Nesillerarası Dayanışma Yılı” olarak
kabul edilmiştir. Bu yıl kapsamında, aktif yaşlanma konusunda farkındalık
artırımı, iyi uygulamaların tespit edilerek paylaşılması, karar vericilerin ve
ilgili tarafların aktif yaşlanmaya olanak sağlaması yönünde cesaretlendirilmesi
amaçlanmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder