8 Haziran 2015 Pazartesi


YAŞLILIK (GERİATRİ) NOTLARI -1-

DR.CEM ŞAHAN

Bu  ülkede/kentte  yaşlılık  konusunda  ortak bir bilinç ve  sosyal politika  geliştirmek, Avrupa  Birliği  zorlamaları ile çok yavaş bir yol  alıyor.

Emekliliğini  yaşayan –yaşamayan- insanlarımıza doğru bir hizmet  sunduğumuzu söyleyemeyiz.

Emeklilerin ve yaşlıların örgütlenmeleri de kısıtlı.

Karşımızda bir Emekli-Sen gerçeği duruyor. Bu  hafta  sonu  Samsun  Şubesinde  Emekli-Sen  Genel  Başkanını  dinleyeceğiz. Ben de  Sağlıkta Dönüşüm ve  Yaşlılık konusunda bir sunum  yapacağım. Bu  amaçla  Halk  Sağlığı  Uzmanları Derneğinin  Raporundan hazırladığım notları sizlerle  paylaşacağım:

*Gelir durumu açısından bakıldığında ise yaşlıların %31’nin herhangi bir geliri yok iken %51’inin emekli maaşı(doğrudan kendisine ait veya dolaylı olarak), %13’ünün ise yaşlılık aylığı bulunmaktadır.

Yaşlılık aylığı özellikle çok ileri yaşlı olarak tanımlanan 85 ve üzeri nüfus için önemli bir gelir kaynağı olduğu görülmektedir (yüzde29).

*TNSA-2008 sonuçlarına göre 65 yaş ve üzerinde olanların %12’sinin sağlık güvencesi bulunmamaktadır ve yaş ilerledikçe sağlık güvencesi olmayanların yüzdesi de artmaktadır.

*Sağlık güvencesi olanların ise büyük bir kısmı SSK’lı ve Bağ-Kur’ludur. Emekli Sandığı’na bağlı olanlar yüzde 15 civarındadır. Yeşil kart ise özellikle de 85 ve üzerindeki yaşlı nüfus için önemli bir sağlık güvencesi olmaktadır.

*Türkiye’de günümüzde 5 milyondan fazlı yaşlı bulunmaktadır. Doğurganlıktaki düşüşün azalmaya devam etmesi ve yaşam beklentisinin sürekli bir biçimde artış göstermesi, yaşlı nüfusun toplam nüfus içerisindeki sayısal büyüklüğünün de kademeli olarak artacağı anlamına gelmektedir. Nüfus projeksiyonlarına göre 2025 yılında 65 yaş ve üzeri nüfusun 8.5 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.
 

*Ülke genelinde, yaşlılara yönelik sağlık hizmetleri genel sağlık hizmetleri içinde yürütülmektedir. Yaşlıların,birinci basamakta, bir risk grubu olarak ele alınması ve izlenmesi gerekliliği Sağlık Hizmetlerinin Yürütülmesi Hakkında Yönerge’de yer almıştır. Bu yönergede sağlık ocaklarının yaşlılarından haberdar olması; kronik hastalığı olanları yılda iki kez evde ya da kurumda izlemesi; genel olarak yaşlıların yılda iki kez sağlık kontrolünden geçmesi; gerekli görülenler için sosyal yardım kurumları ile iletişime geçilmesi birinci basamağın görevleri içinde belirtilmiştir (14).

Hatta 2006 yılında yayınlanan Gezici Sağlık Hizmetlerinin Yürütülmesi HakkındaYönerge’de Sağlık Ocağı ‘’gezici sağlık hizmeti ekibi 65 yaş ve üstü kişileri tespit etmeli, yılda en az iki kez genel fizik muayeneden geçirmelidir’’ ifadesi yer almaktadır.

*Birinci basamakta dikkat çeken bir uygulama da aile hekimine yapılacak ödemelerin hesaplanmasında kullanılan katsayılardır. Yaşlılar için kullanılan katsayı bebek ve çocukların katsayısına eşittir (17). Bu uygulama yaşlıların istekleri dışında, hekime kaydedilmesini önlemek açısından önemlidir.

*Bölgesinde yaşayan toplumun sağlığını geliştirmeyi ve korumayı ön plana alan Toplum Sağlığı Merkezleri’ne ise yaşlı sağlığı konusunda bir sorumluluk verilmemiştir.

*Türkiye’de düşük SED’in sağlıksız beslenme, fiziksel inaktivite, yetersiz sosyal destek, kötü öznel sağlıalgısı, kötü bilişsel durum, yüksek ölüm kaygısı, tedaviye uyum göstermeme, ihmal, kötü yaşam tatmini, yetersiz günlük yaşam aktivitesi, kötü yaşam kalitesi, yetersiz ilaç bilgisinde risk olduğunu gösteren çalışmaların sayısı daha fazladır.

*Dünya Sağlık Örgütü tarafından Haziran 2010’da “Küresel Yaşlı Dostu Kentler Ağı” kurulmuştur. Yaşlıların kapasiteleri ve verebileceklerini gören, yaşa bağlı ihtiyaçlarına ve tercihlerine karşılık veren, kararları ve yaşam tarzlarına saygı gösteren, savunmasız olanları koruyan, toplum yaşamının her alanına katılmalarını teşvik eden; politika, hizmet, oluşum ve yapıların bulunduğu kentler “Yaşlı Dostu Kent” olarak tanımlanmaktadır.

Yaşlı dostu kentlerin ilgilendikleri temel alanlar; dış mekânlar ve binalar, ulaşım, konut, sosyal katılım, toplumsal yaşamaya dâhil edilme ve saygı, vatandaş olarak katılım ve istihdam, bilgi edinme ve iletişim, toplum desteği ve sağlık hizmetleridir. İstanbul Yaşlı Dostu kent projesini içerisindedir. Malatya, Amasya, Çankaya ise bu projeye dahil olmaya çalışmaktadır.

*Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği tarafından 2012 yılı “Avrupa Aktif Yaşlanma ve Nesillerarası Dayanışma Yılı” olarak kabul edilmiştir. Bu yıl kapsamında, aktif yaşlanma konusunda farkındalık artırımı, iyi uygulamaların tespit edilerek paylaşılması, karar vericilerin ve ilgili tarafların aktif yaşlanmaya olanak sağlaması yönünde cesaretlendirilmesi amaçlanmaktadır.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder