OKULLARDA SÜT DAĞITIMI
DR.CEM ŞAHAN
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan "Okul Sütü Projesi" nin hayata geçirileceğini…
Tüm neoliberal yaklaşımlardan bağımsız olarak bu projenin temel çıktısı, Sosyal devlet olma gereğidir.
O kadar unuttuk ki, bu bana iyi geldi.
2008 yılında, SAMSUN ÇOCUK RAPORUNU hazırlarken, köy okullarında yoksulluğun çocuklar üzerine etkilerini çok açık şekilde görmüştüm..
Vezirköprü’nün, Ladik’in, Asarcık’ın, Ayvacık’ın köylerinde okul çocuklarını..
Rapor’un başlangıcı şöyleydi:
‘’Sağlıkta bölgesel eşitsizlikler, Türkiye’de olduğu gibi Samsun il merkezi ve ilçe köylerinde de geçerlidir. Söz konusu eşitsizlikler en çok toplumun ekonomik alt grupları , çocuklar, yaşlılar, kadınlar , özürlüler için risk oluşturmaktadır. Sağlık açısından daha duyarlı olmaları, ve potansiyel risklere açık olmaları nedeniyle çocuklar sağlıktaki eşitsizliklerden daha fazla etkilenmektedir. Yoksulluk artıkça, her aşamada sağlık düzeyi kötüleşmektedir.’’
Ve raporu:
‘’Devletin yeniden yapılanma süreci nedeniyle kamunun daraltılması, kamu kurumlarının örgütsel ve finansal olarak giderek zayıflaması Samsunda Çocuk Sağlığını olumsuz etkilemektedir.’’ diye bitirmiştik.
Kentte/ülkede çocuk yoksulluğu artıyor.
Yoksulluğun çocuklar üzerindeki en sık görülen etkisi, beslenme yetersizliğidir. Yoksulluk, eve giren besinlerin yetersizliğine, ev içi stres ve annenin kronik yorgunluğu nedeniyle anne sütünün erken kesilmesine, annenin beslenme yetersizliğine ve bebeklerin düşük doğum ağırlıklı olmasına, sağlıksız fiziksel ortama ve yetersiz sağlık hizmetine neden olarak çocuklardaki beslenme yetersizliğinin temel belirleyicisi olarak rol oynamaktadır.
Yoksulluk annelerin eğitimsizliği yoluyla da beslenme yetersizliğine katkıda bulunmaktadır. Bütün bölgelerde yoksulluk arttıkça düşük ağırlıklı çocuk oranının da arttığına dikkat çekilmektedir. Dünyadaki beş yaş altındaki çocukların yüzde 27'sinin ağırlığının yaşına göre düşük olduğunu ve bunların da büyük bir kısmının gelişmekte olan ülkelerde yaşadığını tahmin etmektedir.
Bu kentte dair hazırladığım Çocuk Yoksulluğu Raporu’nda da:
‘’Samsun'da çocuk yoksulluğu hızla artmaktadır. Samsun'da kalkınma modeli olarak yapılandırılan politikaların halkın ve özellikle çocukların yoksulluğunu gidermede yetersiz kalmaktadır ve gelir adaletsizliğine yol açmaktadır. Samsun kırsalının marka yolculukları, Avrupa Birliği (AB) hayalleri, strateji programları ile kaybedecek zamanı yoktur.
Kent-kır eşitsizliği çocukların gelişimi önünde ciddi engeller oluşturmaktadır. Çocuklar arasında eğitim eşitsizliği belirginleşmektedir. Kırsal alanlarda annelere ve çocuklara yönelik sağlık hizmetlerine ulaşma zorlaşmaktadır. Sosyal güvenlik ve sağlık sigortası sistemleri dağınıklığı belirginleşmektedir.
UNİCEF'in de belirttiği gibi yoksulluğun tek bir göstergesi yoktur ve bu nedenle nicel terimlerle ifadesi her zaman kolay değildir. Yoksulluk çocukların hem biyolojik hem de zihinsel potansiyellerini olumsuz etkiler.
Samsun'da çocuk yoksulluğunu izlemek, etkilerini kamuoyuna anlatmak ve çözümler üretmek üzere Çocuk Yoksulluğu Merkezi kurulmalıdır. Samsun'da işsizliği azaltacak ve toplumsal eşitsizlikleri düzeltecek sosyal program acilen başlatılmalıdır. Kaynakların kullanımında en dezavantajlı çocuklara öncelik verilmelidir. Çocukların hepsine sağlık güvencesi sağlayacak çocuklara ücretsiz sağlık hizmeti yasası için siyasilere sivil baskı yapılmalıdır’’ diye cümleler kurup:
‘’Anaokulu ve ilköğretim öğrencilerine günlük ücretsiz süt verilmelidir. Eğitimin tüm aşamalarında sağlıklı beslenme önemlidir. Ancak özellikle anaokulu ve ilköğretim birinci kademe öğrencilerinin diğerlerine göre daha dikkatli ve sağlıklı beslenmeleri gerekmektedir.’’ önerisinde bulunmuştum.
Bu kentte her gün, aynı anda hem sosyo-ekonomik dezavantaj hem de kimlik bazlı ayrımcılık yaşayan grupların mağduriyetlerinin birbirine eklemlenerek her boyutta nasıl arttığını ve kalıcılaştığını gözler önüne seren olayları, izliyoruz…
Dünya Sağlık Örgütü’nün Health Policy for Children and Adolescence (HBSC) raporuna göre Türkiye, 11-15 yaş çocukların sağlıkşikâyetlerinin (baş ağrısı, karın ağrısı, yorgun ve sinirli hissetme, endişeli hissetme, uyku bozukluğu,baş dönmesi) en yüksek olduğu ülke. Diğer yandan aynı rapora göre ailenin geliri düştükçe çocukların sağlık şikâyetleri artıyor. Rapor bu durumun çok çeşitli faktörlere dayanabileceğini vurguluyor ki bu faktörlerden biri gıda yoksulluğu olarak ortaya konuyor.
Hangi amaçla tasarlanmışsa tasarlansın, Okullarda Süt Dağıtımı Projesi, çocuk yoksulluğuna küçük bir merhemdir…
Kusursuz işlemesi , okullarda ücretsiz öğlen yemeğine dönüştürülmesi talep edilmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder