8 Ocak 2011 Cumartesi

KENTİN BAŞYAZARI VE SAĞLIK HAKKI -2-

GELECEK  ATÖLYESİ
KENTİN  BAŞYAZARI  VE  SAĞLIK  HAKKI -2-
DR.CEM  ŞAHAN
Kentin  başyazarının  gizemini  Halkevleri  Sağlık  Atölyesi Çağrı  metninin   şu  cümlelerinden  çıkarabiliriz  kanımca :
Akademi, medya, sağlığın patronları devreye sokularak toplumun sağlık algısı çarpıtılmış, sağlık hizmetinden beklentisi yükseltilmiş, talep kışkırtılmıştır. Sağlık hizmeti tüketim nesnesi haline gelmiştir.
Devam  edelim:
*Sigorta kapsamındaki sağlık hizmetleri çoğu yerde hukuki temeli olmayan tebliğler, genelgeler ve yazılarla kısıtlanmış, hekimlerin kararları ve tedavileri üzerine ambargo konularak halkın sağlığı tehlikeye atılmıştır.
*Üniversite hastaneleri mali açıdan güçsüz duruma düşürülmüş, Sağlık Bakanlığı ile protokollere zorlanarak hastanelere el konulması ve akademik eğitimin de teslim alınmasına dönük bir süreç ilerlemektedir.
Sağlık çalışanları piyasalaşmış sağlık hizmetlerinde değer erozyonuna uğramış, birbiri ile ekonomik rekabet eden, bireysel çıkarını ön planda düşünen kişiler haline getirilmiştir. Sağlık çalışanları topluma, mesleğe ve sağlık hizmetine yabancılaşmış, sağlık hizmetleri insancıl damarını kaybetmiş, mekanik bir iş haline gelmiştir.
Özetle bugün; sağlık sektörünün bir kamu hizmeti olmaktan, sağlığın bir hak olmaktan tümüyle çıkarılmak üzere olduğumuz bir süreci yaşıyoruz.
Önümüzdeki süreçte, “paran kadar sağlık” belgisinin açık ve tartışmasız biçimde yerleştirilmesi için yürütülecek politikaları önümüzde bulacağımız kesinlik kazanmıştır. Bir anlamda önümüzdeki dönem halkın sağlık hakkının korunabilmesi için mücadelenin son savunma hattına gelindiği, bu nedenle çatışmanın daha da şiddetleneceği bir dönem olacaktır. İktidarın, emperyalizmin genel eğilimleri çerçevesinde uygulamaya, bunu yaparken kendi iç dinamikleri doğrultusunda nemalanmaya çalıştığı sağlığın özelleştirilmesi süreci yeni bir safhaya girmiş bulunmaktadır.
Giderek pervasızlaşan ve acımasız biçimler (en son özel hastane kampanyalarına katılan Afyon’daki yedi yurttaşın kör edilmesi gibi) alarak uygulanan bu süreci durdurabilmek; sağlık hakkı ekseninde başlayacak ve diğer hak mücadeleleriyle geliştirilecek ortak bir politika oluşturmak ve bunu hayata geçirmek bir görev olarak önümüze durmaktadır.
Tespit ettiğimiz bütün olumsuz gelişmelere rağmen halk yaşadığı mağduriyetlerin farkında değildir ya da mağduriyetleri bireysel olarak algılamaktadır. Halkın mağduriyetini artıracak asıl uygulamalar seçim sonrasına ertelendiğinden, geniş kitlelerde henüz yaygın bir memnuniyetsizlik görülmemektedir. Sağlıkta dönüşümün gerçek yüzünü açığa çıkarma ve halk kitleleri nezdinde teşhir etme görevi hala temel öneme sahiptir.
21-23 Ocak 2011 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilmesi hedeflenen 2. Halkın Hakları Forumu ve içinde oluşturacağımız Sağlık Hakkı Atölyesi işte bu ana hedefleri gerçekleştirmeyi üstlenmeye adaydır.
*Sağlık hakkı için mücadelenin doğrudan veya dolaylı olarak içinde olan, etkilenen, etkileyen tüm bileşenleriyle Sağlık Hakkı Atölyesi;
Son üç yılın ve ilk Forum toplantısından bu yana yaşananların bir muhasebesini yapmak, Yeni dönemin getireceklerini belirlemek ve bunlara yönelik politikaları oluşturmak, Mücadeleyi ortaklaştırmak, halk muhalefetini iktidara dönüşecek nüveler üzerinde inşa edebilecek bir politik, pratik hat geliştirmek ve bunun araçlarını, yöntemlerini belirginleştirmek amaçlarıyla bir araya gelecektir.
İşte  böyle  sayın  okuyucu…
Şimdi  anlıyor  musunuz  kentin  başyazarının  Yaşasın Piyasa! Piyasa!  diye  çırpınışını…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder