30 Aralık 2011 Cuma

33 KURŞUN, TAHA VE ULUDERE

33  KURŞUN, TAHA  VE  ULUDERE
DR.CEM  ŞAHAN
Önce  Taha’nın  haberini  okudum. İçim  acıdı. Samsun`da okulunda elektrik akımına kapılan lise öğrencisi, hayatını kaybetti. Haber  böyleydi. Soğuktu. İç  sızlatıcıydı. Genç  Taha’yı Gazi  Devlet  Hastanesine  getirmişlerdi. Ama  kurtulamadı.
Gazeteler  3.  Sayfa  haberi  kıvamında  verdiler.
İnsana  ait  bir  şey  yoktu.
17  yaşındaki  bir  memur  çocuğu Taha, elektrik  çarpması  sonucu, öldü.
Hangi  yürek dayanırdı.
Evlat  acısı  neydi?
Günlerimiz,  erken,zamansız, hesapsız gelen  ölümlerde  sabır  diyerek geçiyordu.
Sabır neydi?
………………..
Sonra  mailime  Ali  Özyurt’un gönderisi  düştü:
Onlar Seyit, Özcan, Mehmet ve Nevzat’tı
Onlar Hamza, Şervan, Cemal ve Osman’dı
Onlar Şivan, Bilal, Mehmet Ali ve  Nadir idi
Onlar Mahsun, Hakiki,  Savaş ve Zeydin’di
Onlar 38 genç sivil insan
Onlar çoğunlukla 12-18 yaş arasında sınır kaçakcılığı yapan Uludere Roboski köylüsü fakir fukara insanlar
 Onların canları yandı acımasız savaş aygıtlarının tahrip gücü yüksek bombalarıyla
Şimdi onlar toprak oldu cansız bedenleri yanıp içimize bir kor oldu…
…………………..
Sonra  Disk Dev-Sağlık İş  Başkanı  arkadaşım, Dr. Arzu  Çerkezoğlu  ile  görüştüm. Gözaltındaydı.
"Çalışma Bakanlığı önünde basın açıklamamızı yaptıktan sonra, topladığımız imzaları ve talepleri, asgari ücretin tartışıldığı komisyona iletmek istedik. Bu talebimiz reddedildi. Biz de komisyondan biri gelip dışarıda bizimle konuşsun ve asgari ücreti yüzümüze açıklasın diye orada bekleme kararı aldık.Ancak polis gaz ve copla saldırdı. Çok yakın mesafeden gözlerimize gaz sıktı. Dört kişi hastaneye kaldırıldı. Bunlardan ikisi, üç günlük iş göremez raporu aldı."  Dedi.
…………………

Mazlum-Der’in  Uludere konusunda  görüşleri  basına  yansıdı:
Hepsi sivil: Olayda tamamı sivil olan insanlar öldü ve yaralandı.
''Dur'' ihtarı yok: Olay esnasında gruba ''dur'' ihtarı yapılmadı ve grup uyarılmadı. Gruptan hiçbir surette güvenlik güçlerine ateş açılmadı. Askerler de bireysel olarak ateş etmedi.
Herkes birbirini tanıyor: Olay yerinde bulunan güvenlik güçleri gruptakileri tanıyor, sınır ticareti nedeniyle yapılan bu gidiş ve gelişlerden haberdarlar.
Yol patika değil: Kullanılan yol patika yol değil, yol üstünde maden ocakları bulunuyor.
Resmi açıklamanın aksi: Resmi açıklamaların aksine olay yeri Sinat-Haftanin olarak adlandırılan bölgeye uzak. Olay sırasında, saldırıya uğrayan bir grup Türkiye tarafında, bir grup da Irak-Türkiye sınırının üstündeydi.
Askerler çekildi: Olaydan sonra hiçbir resmi kurum cenazeleri almak için girişimde bulunmadı. Askerler olay bölgesinden tamamen çekildi. Köylüler cenazeleri kendi imkanları ile Gülyazı köyüne getirdi.
Otopsi: Hastane koşulları otopsi işlemine elverişli değil. Cenazeler gelişigüzel odalara bırakıldı. Cenazeler akrabaları tarafından battaniyelere sarıldı. Hastane personeli yetersiz. Cenazeleri otopsiye ve ambulanslara aileler taşıdı.
Delillerin karartılma ihtimali: Cenazelerden otopsi sonucunda elde edilecek delillerin mevcut koşullar nedeniyle usulüne uygun şekilde alınması mümkün görünmüyor, bu nedenle delillerin karartılma ihtimali yüksek
…………………
İnsanlarının “operasyon kazası” ile öldürülmediği bir ülkedir, yaşamak istediğimiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder