14 Aralık 2011 Çarşamba

SAMSUN'DAN DUBAİ ÖYKÜLERİ

SAMSUNDAN  DUBAİ  ÖYKÜLERİ
DR.CEM  ŞAHAN*
Sağlıkta  özelleştirme, küreselleşme,  sermayenin  sağlık  alanında  sınırsız  dolaşımı ve  yüksek  kar oranı , uluslararası  emek  sömürüsü  hızla  artmaya  devam  etmektedir.
Dün   Samsun yerel  basınında  çıkan  haber:**
 ‘’Sağlık alanında yapılan kamu ve özel yatırımlarla büyük bir potansiyele kavuşan Samsun, “Sağlık Kenti” olma vizyonuna yeni bir açılım kazandırmanın hazırlıklarını yapıyor.Dünyadaki tek Sağlık Serbest Bölgesi Projesine ev sahipliği yapan Dubai modeli baz alınarak, Samsun’a bir Sağlık Serbest Bölge kazandırılması için ilk adım atıldı.’’
Dubai  Modeli  Sağlık  Serbest  Bölgesi
Toplantının  bileşenleri  kimler:
Samsun  Valiliği,
Samsun  il  Özel  İdaresi,
Sağlık  Kenti  Samsun  Derneği
Samsun’daki  özel  sağlık  İşletmeleri
Samsun  Sağlık  Müdürlüğü
Mediküm-Samsun Medikal Kümelenme Derneği
Samsun  Valiliği  Arge  Daire  Başkanlığı
Bu  bileşenler,  hedeflerini  ise  Samsun’a kazandırılacak bir Sağlık Serbest Bölgenin avantajıyla, bu paydan %10’la 30 Milyar Euro olarak  açıklıyorlar.
……………….
Dubai, dünyanın ilk sağlık serbest bölgesidir; sağlık hizmetleri, sağlık eğitimi ve Orta Doğu yaşam bilimi AR&GE çalısmaları için bölgesel bir  merkez olarak geliştirilmiştir. Sağlığın  piyasaya  sınırsız  açıldığı  ilk  yerdir.

Bakanlık ülkenin sağlık alanında bölgesel bir cazibe merkezi haline getirilmesi, yabancı sermaye ve yüksek tıbbi teknoloji girişinin hızlandırılması amacıyla bu  projeleri sermaye  sahipleri  birlikte  üretiyor.
Sağlık alanına yabancı sermaye girişindeki hızı  2010 da  en  yüksek  ülke  Türkiye.
Burada bir hız eksikliği mi vardır?
Tıbbi teknoloji giriş hızında bir eksiklik mi vardır?”
Türkiye’nin ilaç alanında dünyada 13. büyük pazar olduğunu, 2020 itibarıyla 10. büyük pazar olmasının hedeflenmektedir.
Bunun  içinde  Serbest  Bölgelere  ihtiyaç  var.
Sermaye ye bu da  yetmemektedir  Çünkü olabilen en olağanüstü hızla, Türkiye’yi, bir biçimde sağlık alanını ve Türkiye’de yaşayan insanların hayatını birilerine sunmak durumundalar. O nedenle henüz kapsamını net bilmediğimiz bir 2  kasım  tarihli  kararnamenin ikinci maddesi nde‘Serbest bölgelerde verilecek sağlık hizmetlerine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir.’ Denmektedir.
Sizce sağlık hizmetlerinin usul ve esası bölgeden bölgeye değişebilir mi? Ne değişecek sağlık hizmeti açısından?
Anlaşıldığı kadarıyla değişecek usul ve esas; kar meselesi,
Değişecek usul ve esas; girişim koşullarının keyfiyeti…
Samsun’da  Dubai  olacak.
İzmir’de   Brüksel olacak ,
Malatya’da  uluslar arası şu  olacak..vb
Şu anda Türkiye’nin toplam 74 milyonluk pazarının ötesinde hiçbir kural tanımayan usul ve esaslardan muhtemelen bahsediyorlar.
Sağlık  alanının  bir  yandan  kamu  hastane  birlikleri kurumu  aracılığıyla özerkleştirilmesi  ve  kamunun  tasfiyesi, diğer  yandan  sağlık  serbest  bölgeleri, öbür  taraftan  uluslararası  sağlık  sektörünün  bankacılık  benzeri  ortaklıkları, sağlık  kampüsleri, artan  özelleştirme  girişimleri, kamu-özel  ortaklığı ile  Pazar  haline  getirilişini  bu  ülke  insanı izliyor.
            Sağlık Kenti,
            Sağlık  Serbest  Bölgeleri,
            Sağlık  Turizmi,
            Sağlıkta  kamu-özel  ortaklığı  terimleri  neoliberal  sistemin  sağlığı  tamamen  piyasalaştırılması  kavramlarıdır.
            Sağlıkta  uluslararası  tekeller, bu  yönetimler  ve  politik  erk  tarafından  dayatılıyor.
            Bu  kavramların  hiç  birisinin  sermaye  sahiplerine  katkısından  başka, Ladikli, Atakumlu, Termeli, Kavaklı, Vezirköprülü  halkın  sağlığına  katkısı  yoktur.
            Bilhakis  artan  cepten  ödemeler  şeklinde  halka  yansıması , sağlık  hizmetleri  sadece  tedavi  edici  pahalı  hizmetlerin  öncelenmesi  şeklinde  bir  çok  olumsuz  etkisi de  olmaktadır  ve  bu  artarak  devam  edecektir.
            ………………..
            Bu  ülke  insanı  özelleştirmenin  acısını  hayatın  her  alanında  hissetmeye  başlamıştır.
            Özelleştirme, sadece  çalışanların  mağdur  edilmesi  ile  sınırlı  değildir.
            Özelleştirme  sadece  bu  ülkenin  80  yılda  yarattığı  kamusal  alanın  tasfiyesi  değildir.
            Özelleştirme,
            Hizmet  alan  için  bir  yıkımdır.
            Yaşayarak  öğreniyoruz.
            Yaşayarak  öğreneceğiz..
            Samsun  halkının  ücretsiz, kamucu, eşit, ulaşabilir, nitelikli, kapsayıcı, insancıl, koruyucu, sağlığın  yoksulluk, işsizlik  gibi  sosyal  belirleyicilerini de  içeren  sağlık anlayışına  ihtiyacı  vardır.
            Dubai  masallarına  değil.
           
            *SAMSUN  TABİP  ODASI  ESKİ  BAŞKANI
(2006-2010)
**http://www.samsunhaber.com/haberdetay/44492/Samsuna-Dubai-Modeli.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder