SURİYE VE NEOLİBERAL YAPILANMA
DR.CEM ŞAHAN
Suriye’de neler oluyoru, bu ülke yaşamını 31 yıldır ablukaya çeviren, piyasa bazlı neoliberal ekonomi ve vahşi kapitalizmi gören ve görebilen duyarlılık üzerinden cevaplamak gerekiyor. ABD ve müttefikleri, Suriye Devlet Başkanı’nın yönetimden çekilmesini, ‘’Çok partili, çok kültürlü’’ ‘’Serbest piyasayı’’ savunan kapitalizmin derinlemesine toplumun tüm damarlarlarına işlediği bir yeni Pazar için düğmeye basılmasını istiyor.
Halkçı-kamucu ekonomiden, serbest piyasacı ekonomiye geçilmesinin zorunluluğu üzerinden Arap Baharı denilen, Sorotik toplumsal olgu indükleniyor.
Arap Baharı adı altında yürütülen süreç, bu ülkelerde ‘’Küçük Amerika’’ yaratılması için sunulan planın bir basamağıdır. Mısırı bu sürecin dışında tutmak gerekiyor.
Prof.Dr. Michel Chossudovsky bu konuda çok önemli iki makale yayınladı son 3 ay içinde. Bu makalelerin temel çıktılarını kent/Türkiye bağlamında son 30 yılda yaşananlar doğrultusunda, okumak NELER OLUYOR sorusunu anlamak açısından bir ilk adım.
*Suriye’de aralarında ABD, Türkiye ve İsrail’in de olduğu yabancı güçlerin el altından desteklediği silahlı isyancı grupların olduğu ifade ediliyor. İslamcı örgütlere üye silahlı gruplar Türkiye, Lübnan ve Ürdün sınırını aşarak ülkeye girmekte. ABD Dışişleri Bakanlığı da ayaklanmayı desteklediğini açıklamıştı. ABD ülkede rejim değişikliği hesapları yapan Suriyelilerle de ilişkileri genişletiyor.
*ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan Victoria Nuland da bu durumu doğruladı. Nuland “Ülke içindeki ve dışındaki, değişim çağrısı yapan Suriyelilerle ilişkilerimizi genişletiyoruz” dedi. Nuland ayrıca Barack Obama’nın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a en başından beri reform yapma veya görevinden istifa etme çağrısı yaptığını belirtti. (Rusya’nın Sesi, 17 Haziran, 2011)
Suriye, vatandaşlarına karşı acımasızca güç kullanan otoriter bir oligarşi tarafından yönetiliyor. Ne var ki, Suriye’deki ayaklanmalar, karışık. İsyancıları samimi özgürlük ve demokrasi fedaisi olarak görmek mümkün değil. Suriye’deki isyanı ülkedeki liderliği baskı altına almak ve gözdağı vermek amacıyla kullanmak ABD ve AB tarafından girişimlerde bulunuldu. Suudi Arabistan, İsrail, Ürdün ve 14 Mart İttifakı (Lübnan’daki Amerkan yanlısı siyasi koalisyon), silahlı isyanın desteklenmesinde rol oynadılar.
*Suriye’deki şiddet, iç gerilimlerden çıkar sağlayan dış güçler tarafından destekleniyor. Suriye ordusunun şiddetli tepkisi bir kenara, medya yalanları kullanılıyor ve uydurma video görüntüleri yayımlanıyor. ABD ve AB tarafından Suriye muhalefetine para ve silah akıtılıyor. Silah zulaları Ürdün ve Lübnan’dan gizlice Suriye’ye sokulurken muhalefetin dışarıdaki uğursuz ve sevilmeyen figürlerine de maddi destek sağlanıyor.
*Egemen ülkeler olarak Suriye ve Lübnan’ın istikrarsızlaştırılması son on yıldır ABD-NATO-İsrail ittifakının planları arasında yer alıyor. Suriye’ye karşı müdahale, bir dizi askeri operasyonla belirlenmiş bir “askeri yol haritasının” parçası. Eski NATO komutanlarından Wesley Clark’a göre Pentagon Irak, Suriye ve Lübnan’ı ABD-NATO müdahalesinin hedefindeki ülkeler olarak tanımladı.
*Üst düzey bir Pentagon yetkilisi olan General Wesley Clark’ın aktardığı bilgilere göre, 5 yıllık kampanya planı Irak’la başlayan ve daha sonra Suriye, Lübnan, Libya, İran, Somali ve Sudan’la devam eden 7 ülkeyi kapsıyor.
Benim anladığım Suriye’nin, 24 Ocak 1980 Türkiyesi’ne benzemesi isteniyor. 1980 yılı başında bir azınlık hükümeti kuran Süleyman Demirel, Özal'ı da tam yetkiyle ekonomi yönetiminin başına getirmiş ve o da daha sonra "24 Ocak kararlan" diye anılacak bir istikrar paketini uygulamaya koymuştu.
Suriye’de de İstikrar devam edecek anlayacağınız…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder