ELLER CEBE
VEYA SAĞLIKTA EŞİTLİK
ÜZERİNE
DR.CEM ŞAHAN
‘’Adalet ve Kalkınma Partisi’nin
(AKP) reform dediğinin “son 20 yıldır
çökertilen kamu sağlık hizmetlerinin piyasa mekanizmasına tabi tutulması,
kamu sağlık hizmetlerinin çerçevesini oluşturan mevzuatın değiştirilerek yasal
engellerin kaldırılması, vergi yoluyla sağlık finansmanı sağlamadan bütünüyle
vazgeçilerek sigorta temelli finansmana geçilmesi, yetersiz kamu finansmanından
kaynaklanan açığı cepten ödemelerle kapatma yoluna gidilmesi, sağlık
örgütlenmesinin kamunun özelden hizmet satın alma temeline oturtulması, buradan
hareketle sağlık alanındaki yabancı yatırımların önünün açılması vb” den başka
bir anlama gelmediğini söylemek, çok da haksızlık olmaz!’’
Rahmetli Ata
Soyer abinin sözleri
dün gibi aklımda…
Dün
Samsun Analize bakarken
gördüm haberi.
Sanırım Sayın
Editörün derlediği bir
haberdi
Bu önemli haberlerin
vatandaşa, meslek odaları
ve sendikalar tarafından
açıklamalarla ulaştırılması gerekir.
Ama
son 3 yılda kent
hekim örgütünün AKP sağlık
politikalarına karşı söylediği
bir cümle, halk
sağlığı adına aldığı
bir karar, kent adına
kurduğu bir cümle
yok..
Neyse Samsun Analiz’den devam edelim.
‘’Sağlıkta Vatandaşa
bir kötü haber
daha’’
Editör’ün attığı başlık bu..
Haber Devam
ediyor:
‘’Özel
sağlık kuruluşlarında ilave ücretin oranını yüzde 200’e kadar artıran hükümet,
şimdi de özel hastanelerden hizmet alan kanser ve diyaliz hastalarına ilave
ücret getirmeye hazırlanıyor.
Milliyet gazetesinden Mithat
Yurdakul’un haberine göre, özel
hastanelerin ısrarla istediği düzenlemenin yasalaşması halinde diyaliz
hizmetinden 4 bin liraya kadar, kanser hastalarından aylık 20 bin liraya kadar
ilave ücret alınabilecek.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Faruk Çelik, özel hastanelerin aldığı
fark ücretlerinin yetersiz olduğunu belirterek, “Biz de mevcut fiyatların
yeterli olmadığı görüşündeyiz. Ama
yalnız diyaliz konusunda değil, diğer alanlar için de geçerlidir. Son
zamanlarda özel sağlık kuruluşlarının yüzde 200 yani 2 katına kadar fark alma
imkânını getirdik ortadaki yatırım farklılığından dolayı. Diyaliz ve
benzeri kanser, yanık gibi birçok branşlarda fark alma imkânı olmadığı için bu
talep, haklı bir taleptir. Biz, artışla ilgili yine bilim kurullarımızın
çalışması çerçevesinde uzlaşıya hazırız” demişti.
Diyalizin
yüzde 80’i özel
Edinilen bilgiye göre, sağlık hizmet
bedellerinin sadece Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) Sağlık Uygulama Tebliği’ndeki
fiyatları artırarak karşılanamayacağını hesaplayan hükümet, ilave ücretlerle
özel hastanelerin talebini karşılamaya çalışacak. Önümüzdeki süreçte şimdiye dek ilave ücret alınmayan diyaliz, kanser
tedavisi sağlık hizmetlerinden de ilave ücret alınabilecek. Diyaliz
hizmetinin yaklaşık yüzde 80’i özel diyaliz merkezlerinde veriliyor.
Yaklaşık 5 yıldır SGK ödemelerinde
artış yapılmayan diyaliz hizmetlerinde özel hastanelerin talepleri böylelikle
karşılanmış olacak. Her bir diyaliz seansı için SGK, 159.60 TL’lik paket ödeme
yapıyor. Diyaliz hastası haftada 3, ayda
ise ortalama 12 seans diyalize giriyor. Bir diyaliz hastası için SGK diyaliz
merkezlerine ortalama bir ayda 12 x 159.60 = bin 915.20 TL ödeme yapıyor.
İlave ücretlerin yüzde 200
çıkarılmasının ardından bir diyaliz hastasının bir ayda cebinden ödeyeceği
ilave ücret tutarı bin 915.20 TL x 2 = 3 bin 930.40 TL’ye ulaşabilecek.
Kanserde
‘ilave’ 20 bin TL olabilir.
Radyasyon
onkolojisinde süreli tedavilerin günü, radyoterapi tasarımı, planlanması, doz
hesapları ve uygulanması ayrı ayrı ücretlendiriliyor. Kanser tedavisinde
radyoterapi ve kemoterapi ücreti; kanserin türüne, evresine ve tedavi sürecine
göre değişmekle birlikte aylık tedavi ücreti yaklaşık 3 bin TL ila 10 bin TL’yi
buluyor. Böylece, özel hastanelerin kanser hastalarından alacağı ilave ücretin
tavanı 20 bin liraya kadar çıkabilecek. Yapılacak düzenlemenin önümüzdeki
dönemde yaygınlaşacak “tamamlayıcı sigorta” düzenlemesine de altyapıyı
oluşturması planlanıyor.
…………….
Eski
Sağlık Bakanımızın kulakları çınlasın.
Ücretsiz Sağlık
Hizmeti diye diye
gelinen nokta budur..
Eşitlikçi ve
sadece vergilerden
karşılanan kamucu sağlık
hizmetini savunmazsanız, sağlıkta
özelleştirmenin geleceği nokta
budur..
Sağlık eşitliği, sağlıklı olma
olanağı açısından eşitliktir.
Sağlık hizmetinde eşitlik ise daha
net ve hedefe yönelik bir tanıma sahiptir; eşit gereksinimler için eşit erişim
olanaklarına sahip olmayı ifade eder. Aslında sağlık hizmetlerinde eşitliği
eşitsizlik üzerinden de tanımlamak mümkündür ki burada Hart’ın (1971) “sağlık
hizmetinin ve sağlıkla ilgili diğer kaynakların erişilebilirliği toplumun
gereksinimi ile ters orantılıdır” şeklinde ifade ettiği “Tersine Hizmet Yasası”
önemli bir yol göstericidir.
……………..
Bu açıdan
seçim kritik bir
önem taşıyor.
Ya neoliberal
politikalara devam diyeceğiz,
Ya
da,
Dur………
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder