2 Kasım 2013 Cumartesi


            GELECEK  ATÖLYESİ

            AYNI  GÖKYÜZÜ, AYNI  KEDER

            DR.CEM  ŞAHAN

            Bazen  hayata  dair  güzel  şeyler  yazmak  gerek  diye  düşünüyorum. Ama  bunca  acı  varken,  hüzün  kol gezerken Samsun  sokaklarında,  acıyla  büyüyen çocuklar  arasında,  burjuvazik  bir  yaklaşım  olur  diye  elim  geri  gidiyor.

            Bize  insanı  yazmak  düşüyor.

            Günümüz  insanı neoliberal  sistemin  vahşiliğinde  boğulurken, sistemin  keyfini  sürenlere  karşı  haksızlıkları  yazmak  görev  oluyor.

            2  Temmuz’u  nasıl  hafızamdan  silebilir toplum.

            Behçet  Aysan’ı nasıl yok  edebilir  beyin hücrelerim?

            ‘’bütün derinlikler sığ

            sözcüklerin hepsi iğreti

            değişen bir şey yok hiç

             ölüm hariç.

            aynı gökyüzü aynı keder.’’

            Sonra  Ece  Temelkuran  yetişiyor  imdadıma:

            ‘’Bu coğrafyada, bu tarihle ve yine de özgür, adil, eşit, kardeşçe bir ülke rüyasının yanında duruyorum.

            Çünkü, Türkiye deyince benim aklıma 1 Mayıs 1977 görüntüleri geliyor. O günün sabahında Taksim geliyor. Gördünüz mü, orada mıydınız ya da izlediniz mi o görüntüleri bilmiyorum ama insanların yüzleri... O yüzler, o heyecan, o inanç, o kardeşlik, o güven, o rüya. Bu toprakta böyle insanlar yaşadıysa diyorum, bu ülkeden vazgeçmemek lazım. Her geçen gün daha güç olsa da ben bu ülkeye hâlâ inanıyorum. Çünkü ben, evsiz kalmak istemiyorum.’’

            Hani  bir  yüzleşme  ve  helalleşme  beklemiyorum  ama.  BBC’nin  4  Temmuz  1993  gününin  yorumu  dün  gibi  aklımda:

            ’Sivas'ta sokaklar çok sakin. İnsanlar, evlerinde sanki normal bir günmüş gibi yaşamlarını sürdürüyor. Sokaklarda gezmeye çıkan insanlar yok, gülen insanlar yok, kentte durum oldukça sakin. Kentte polis ve askerlerin dışında sokakta kimseler yok artık.

            Sivas'ta sokaklar çok sakin. İnsanlar, evlerinde sanki normal bir günmüş gibi yaşamlarını sürdürüyor. Sokaklarda gezmeye çıkan insanlar yok, gülen insanlar yok, kentte durum oldukça sakin. Kentte polis ve askerlerin dışında sokakta kimseler yok artık.

            36 kişinin ölümüne neden olan olayın yankıları da devam ediyor. SHP Genel Sekreteri Cevdet Selvi, Sivas olaylarının bir kapalı salon toplantısında yapılan konuşmanın yarattığı tehditli açıklamadan kaynaklandığı yolundaki değerlendirmelerin yanlış olacağını belirterek, "Asıl suçluların bulunmasını önleyecek hedef saptırıcı açıklamalardan kaçınılması gerekmektedir." dedi.

            Kültür Bakanı Fikri Sağlar ise, Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında meydana gelen olayları utanç verici olarak nitelendirerek, "Böylesi vahşi bir saldırıyı ve katliamı gerçekleştiren gözü dönmüş canilerin Almanya'da yurttaşlarımızı yakanlardan hiçbir farkı yoktur." şeklinde konuştu.

 

            Refah Partisi milletvekilleri Abdüllatif Şener, Ahmet Arıkan ve Musa Demirci, Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu ile birlikte yaptıkları basın toplantısında, olayları inanca yapılan bir hakarete tepki olarak değerlendirdiler ve Sivas Valisi ile Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın görevden alınmasını istediler.Yeni hükümet için güven oylamasının yapılacağı TBMM'de olayların yeniden tartışma konusu olması bekleniyor.

            ……………………….

            20  yıl 

            Bu  gökyüzü  altında,

            Sadece  biraz  samimiyet,

            Biraz vicdan bekliyoruz.

            Çok mu?      

 

           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder