11 Aralık 2010 Cumartesi

ARSENİK NEDİR YA DA ERK’İN YOK ETME YÖNTEMLERİ

ARSENİK  NEDİR  YA DA  ERK’İN  YOK  ETME  YÖNTEMLERİ
DR.CEM  ŞAHAN
Bilim  arsenik  oranı  Kızılırmak  suyunda  2  kat  fazla  diyor.  Belediye  arsenik  miktarı  tehlike  arz  etmiyor  diyor.  Sağlık  Bakanlığı da  belediyeye  destek  veriyor.
Belediye  Avrupadaki  su  örneklerini  göstererek  ‘’Onlar  İçiyor Ölmüyor’’ diyor.
Su  şişeleri  ile  medyaya  poz  veriliyor.
Arsenik  ünlü  oluyor.
Arsenik  medyatik  oluyor.
Şehirli  suya  devam  ediyor.
Piyasa  suçlanıyor.
Su  spekülatörlerinin  yanlış  bilgilerle  vatandaşın  kafasını  karıştırdığı  ileri  sürülüyor.
Akıllarımıza  Çernobilden  sonra  1987 de  yok  edilmeye  çalışılan  ODTÜ  Raporu  geliyor.
Bakanın  Radyasyonsuz! Çay  içmesi
Artık  arsenik  medyatik  oluyor.
Birleşmiş  Milletlerin  2006  tarihli  İnsani  Gelişme  Raporunda  Türkiye  sularında  arsenik  zehirlenmesi  ihtimali  olan  ülkeler  arasında  gösteriliyor. Bu  raporda  60  milyon  insanın  arsenik  zehirlenmesi  tehditi  altında  olduğu  bildiriliyor. Gelecek  50  yıl  için  yapılan  projeksiyonda  2.5  milyon  arsenik zehirlenmesi  vakası  öngörülüyor.
Arseniğin  çevreye  başlıca  yayılma  ve  taşınma  yolu  sudur. Dünyada  her  yıl  50.000 ton  arsenik  türevi  endüstride  kullanılıyor.  Arsenik  bileşikleri  herbesit, böcek  öldürücü, bazı  deterjanların  yapımında, boya  pigmentlerinde, deri  ve  kağıt  endüstrisinde, seramik, cam  ve  lastik  imalatında  kullanılıyor.
Endüstriyel  atıkların  çevreye  bırakılması  ile  yer altı  sularına  ulaşıyor.  Pek  çok  ülkede  içme  sularında  arsenik  sorunu  var.  Arjantin, Şili, Bangladeş, Çin, Meksika  ve  Türkiye.
Uzun  süre  arsenikçe  zengin  suları  tüketen  toplumlarda  arsenik  zehirlenmesi  olur. Arsenik  bir  çok  cilt  hastalığına, cilt, akciğer, yemek  ve  idrar  borusu, tiroid  kanserine  yol  açar. Cilt  lezyonları  sudaki  arsenik  düzeyi  ile  ilişkilidir. Japonya’da  bir  araştırmada arsenik  zehirlenmesine  10  yıl  maruz  kalındığında  Bowen  Hastalığı, 20  yıl  sonra  cilt  kanseri, 30 yıl  sonrada  akciğer  kanseri  oluştuğu  kanıtlanmıştır. Kütahya  Emette  yapılan bir  çalışmada  Emet  ve  civarında, uzun  süre  arsenik içeren sulara maruz  kalan  kişilerde  cilt  ve  iç organ  kanser  olgularının  artabileceği  gösterilmiştir. Süreğen  maruziyetlerde iştahsızlık, kusma, dişetlerinde  kanama, dişetlerinde  siyah  çizgi, cilt  hastalığı, şiddetli  deri  döküntüsü, kolik, nefeste  sarımsak  kokusu, el ve  ayak  tırnaklarında  açık  lekeler  belirgin  özelliklerdir.  Yıllarca  arseniğe  maruz  kalmış 16  endüstri  işçisinde  yapılan  çalışmada  7  cilt  kanseri, 8  akciğer  kanseri  olduğu  gösterilmiştir.
Napolyan  bir  kez  daha  sahneye  çıkıyor. 1821 de  St.Helena’da  ölen  Napolyan  Bonaparte’ın  ölümünden  140  yıl  sonra  yapılan  incelemeler  ünlü  komutanın  arsenik  zehirlenmesinden  öldüğünü  ortaya  koyuyor.
            Tarih  arseniği  güçlü  kılıyor.
            15.yy’da  İtalya’da  arsenik  ile  hazırlanan  ‘’Aqua Toffana’’  adlı  zehir  ile  Rodriga  Borgia,  II.Beyazıttan  300.000 duka  altın  alarak  Şehzade Cem’i  zehirliyor. Bu  cinayetin  cezasını Borgia  hizmetçisinin    kendine  verdiği  zehirli  şarabı  içmek  süretiyle  ödüyor.
            Arsenik  gerçeği  değişmiyor.
            Tüketim  toplumuna  dönüşmüş  Türkiye’de endüstriyel  atıkların  yer altı  sularına  ve  büyük  ırmaklara  karışması  sonucu  sularda  arsenik  miktarı  artmaktadır. Arsenik  içme  sularında  bilinen  en  toksik  maddedir.  Türkiye  içme  sularını  bu  yönden  sürekli  takip  etmelidir
            Bafra’da, Tekkeköy,de, Ladik’te  içme  sularında, çocuklarımız  saç  tellerinde, Kızılırmakta ve  Yeşilırmakta  arsenik  düzeyi  nedir?
            (17.06.2008)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder