9 Aralık 2010 Perşembe

DOLMABAHÇE’DE DÖVÜLEN ÇOCUKLAR BİZİM ÇOCUKLARIMIZDIR.

DOLMABAHÇE’DE  DÖVÜLEN  ÇOCUKLAR  BİZİM  ÇOCUKLARIMIZDIR.
DR.CEM  ŞAHAN
Sözde demokrasi  adına,  haklar  adına,  ezilenler  adına,  bu  kentte  1.  Sınıf  demokrasiyi  savunanlar  ,  Dolmabahçe’de  dövülen  öğrenciler  hakkında  ne  düşünüyor?
Kentti  süsleyen  panolara  1.sınıf  demokrasiye  evet  diye  adlarını  yazdıran,  işveren  örgütleri, sanayici  örgütleri,  memur  sendikaları,  hekim  odaları  ne  düşünüyor?
Medyaya  yansıyan  aşağıdaki  cümlelere  karşı,  1.  Sınıf  demokrasi  oyununa  bu  kentte  evet  diyen   zihniyetin  söyleyecek  sözü  var mı?
Üniversitelerde paralı eğitime karşı mücadele eden üniversite gençliğinin karşısına sürekli polis  ile çıkılması neredeyse olağan bir uygulama oldu. Bir yandan üniversite yönetimlerinin verdiği okuldan uzaklaştırmalar diğer yandan her adımda gençliğin karşısına çıkan polis şiddeti ve her şeye rağmen bu ülkenin onuru ve aydınlık geleceği için yılmadan mücadele ederken yalnız bırakılan gençlik. Evet yalnız bırakılan gençlik.
Gebe öğrencinin  tekmeler  ile  dövüldüğü  gün  gazetesine  rektörün  memnuniyet  başlığını  atan  kentin  baş yazarı  ne  düşünüyor?
Üniversite gençliğinin demokratik bir hak olarak başvurduğu protestolara karşı sergilenen sertlik ve tahammülsüzlük iktidarın  “ileri demokrasi”   balonunu  patlatıyor.
Ve  yorumlar  başlıyor, 
Herkes  yakınlığına  göre,  ulusal/kentsel  medyada  yorum  yapıyor.
Alkış  tutanlar,
Islık  çalanlar.
Ve  bir  genç  hamile  kız  yediği  tekme  ile,  bebeğini  kaybediyor.
İktidar  başyazarları  vicdan  üzerinden  değil,  taraf  üzerinden  yazılar  yazıyor.
Çocuklarımız…
Ellerinde  kitapları,
Akıllarında  bilim…
Bizim  çocuklarımız..
Senin, benim, Vezirköprü’de  hasan  abinin  çocukları.
1 e  10  tekmelere  maruz  kalıyor.
Ayıplıyorum.
İçim  acıyor.
Bir  gebe  genç  kız  Demokratik  Üniversite  dediği  için,  evladını  kaybediyor.
Yazıklar  olsun…
Vicdan  yok  oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder