DOLMABAHÇE’DE DÖVÜLEN ÇOCUKLAR BİZİM ÇOCUKLARIMIZDIR.
DR.CEM ŞAHAN
Sözde demokrasi adına, haklar adına, ezilenler adına, bu kentte 1. Sınıf demokrasiyi savunanlar , Dolmabahçe’de dövülen öğrenciler hakkında ne düşünüyor?
Kentti süsleyen panolara 1.sınıf demokrasiye evet diye adlarını yazdıran, işveren örgütleri, sanayici örgütleri, memur sendikaları, hekim odaları ne düşünüyor?
Medyaya yansıyan aşağıdaki cümlelere karşı, 1. Sınıf demokrasi oyununa bu kentte evet diyen zihniyetin söyleyecek sözü var mı?
Üniversitelerde paralı eğitime karşı mücadele eden üniversite gençliğinin karşısına sürekli polis ile çıkılması neredeyse olağan bir uygulama oldu. Bir yandan üniversite yönetimlerinin verdiği okuldan uzaklaştırmalar diğer yandan her adımda gençliğin karşısına çıkan polis şiddeti ve her şeye rağmen bu ülkenin onuru ve aydınlık geleceği için yılmadan mücadele ederken yalnız bırakılan gençlik. Evet yalnız bırakılan gençlik.
Gebe öğrencinin tekmeler ile dövüldüğü gün gazetesine rektörün memnuniyet başlığını atan kentin baş yazarı ne düşünüyor?
Üniversite gençliğinin demokratik bir hak olarak başvurduğu protestolara karşı sergilenen sertlik ve tahammülsüzlük iktidarın “ileri demokrasi” balonunu patlatıyor.
Ve yorumlar başlıyor,
Herkes yakınlığına göre, ulusal/kentsel medyada yorum yapıyor.
Alkış tutanlar,
Islık çalanlar.
Ve bir genç hamile kız yediği tekme ile, bebeğini kaybediyor.
İktidar başyazarları vicdan üzerinden değil, taraf üzerinden yazılar yazıyor.
Çocuklarımız…
Ellerinde kitapları,
Akıllarında bilim…
Bizim çocuklarımız..
Senin, benim, Vezirköprü’de hasan abinin çocukları.
1 e 10 tekmelere maruz kalıyor.
Ayıplıyorum.
İçim acıyor.
Bir gebe genç kız Demokratik Üniversite dediği için, evladını kaybediyor.
Yazıklar olsun…
Vicdan yok oluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder