9 Aralık 2010 Perşembe

KANSERE DAVET, ALKIŞLAR, BİTMEYECEK SENFONİ

KANSERE  DAVET, ALKIŞLAR, BİTMEYECEK  SENFONİ
DR.CEM  ŞAHAN

Hükümetin  desteğiyle,  Termik  santrallerin  temel  atma  töreni  için, kentin  her  yerini,  otobüs  duraklarını, billboardını  kaplayan,  yüzümüze  fışkıran  ilanları  görüyorsunuzdur.
            Açıkca  belirtmeliyim ki, kent, kent  insanı, Terme, Samsun; Çarşamba  halkı, sivil  toplum örgütleri, meslek  odaları, hukuksal  süreç, sağlıkçılar, aydınlar, kentin  düşünürleti, kentin  başyazarının  medyası  hariç  yerel  medya, ULUSLARARSI  SERMAYEYE  ve  onun  eylemsel  ortağı  POLİTK  ERKE  karşı  yenilmiştir.
Halkın  sağlığı,  uluslar arası  sermayenin  enerji    devlerine  teslim  edilmiştir.
Yerel  basında  zannediyorum  Miraç  Öztürk  yazmıştı :
Terme’ye  Kanser  Hastanesi  yapılsın  diye.
Kanserojen  sanayi  tesislerini  kentte  konumlandıranları,  tarih  belleğine  alacaktır.  Umarım,  her  gün  onlarca  rastladığımız  kanser  olguları da,  bu  sürece  alkış  tutanları  vicdanlarına  yazacaktır.
Yanlış  yapıyorsunuz  beyefendiler…
Karadenizi  kanser  bölgesine  dönüştüren,  piyasa  zihniyetine  karşı,  insana  ait  cümleler  kurmada  zorlanıyorum..Bu  nedenle  bilimsel  veriler  vereyim .
2009  yılında  İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Geomatik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Tahsin Yomralıoğlu başkanlığında yürütülen TÜBİTAK   proje ile Karadeniz Bölgesi'nin kanser haritası çıkarılmıştı.
Bu  çalışmaya  göre  Karadeniz  kanser  hattıdır.
Bölgedeki 558 su numunesinde kanserojen etki yapan ağır metallerin analizi yapıldı. İncelemede :
103 numunede arsenik,
290 numunede kurşun,
306 numunede ise selenyum değerlerinin Dünya Sağlık Örgütü'nün limit değerlerinin üzerinde olduğu ortaya çıktı.
Bu  ağır  metalleri  Termeli, Çarşambalı, Samsunlu, Ordulu  halk mı ,  yer altı  sularına  karıştırdı.?
Bu  maddelerin,  kanser  ve  sağlık  üzerine  etkilerine  ‘’Samsun  Tabip  Odası Termik  Santraller  ve  Su  Kirliliği Raporu  2008’’ den  ulaşabilirsiniz.
‘’Araştırmada, güney ve doğu yamaçlarında yaşayanlarda deri kanseri vakalarının diğer yamaçlara göre daha yoğun olduğu, mide, kalın barsak ve prostat vakalarının daha çok 250 metre arazi rakımının altında yaşayan insanlarda görüldüğü belirlendi. Akciğer vakalarının tarımsal alanlarda yoğun olduğu, radon gaz ölçüm değerlerinin yüksek olduğu bölgelerde ise akciğer ve deri kanserlerinin diğer bölgelere oranla daha yoğun olduğu tespit edildi. Kayaç türü volkanik olan bölgelerde mide ve meme kanserinin, granitoid olan bölgelerde ise mide kanserinin daha yüksek olduğu da araştırmanın ortaya koyduğu bir başka sonuç oldu. ‘’
Kent  yenilmiştir, uluslar arası  sermayeye…
Ve  devam  etmelidir  insana  ait  olanı  koruma  mücadelesi.
‘’ey herşey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
 ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!’’

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder