KANSERE DAVET, ALKIŞLAR, BİTMEYECEK SENFONİ
DR.CEM ŞAHAN
Hükümetin desteğiyle, Termik santrallerin temel atma töreni için, kentin her yerini, otobüs duraklarını, billboardını kaplayan, yüzümüze fışkıran ilanları görüyorsunuzdur.
Açıkca belirtmeliyim ki, kent, kent insanı, Terme, Samsun; Çarşamba halkı, sivil toplum örgütleri, meslek odaları, hukuksal süreç, sağlıkçılar, aydınlar, kentin düşünürleti, kentin başyazarının medyası hariç yerel medya, ULUSLARARSI SERMAYEYE ve onun eylemsel ortağı POLİTK ERKE karşı yenilmiştir.
Halkın sağlığı, uluslar arası sermayenin enerji devlerine teslim edilmiştir.
Yerel basında zannediyorum Miraç Öztürk yazmıştı :
Terme’ye Kanser Hastanesi yapılsın diye.
Kanserojen sanayi tesislerini kentte konumlandıranları, tarih belleğine alacaktır. Umarım, her gün onlarca rastladığımız kanser olguları da, bu sürece alkış tutanları vicdanlarına yazacaktır.
Yanlış yapıyorsunuz beyefendiler…
Karadenizi kanser bölgesine dönüştüren, piyasa zihniyetine karşı, insana ait cümleler kurmada zorlanıyorum..Bu nedenle bilimsel veriler vereyim .
2009 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Geomatik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Tahsin Yomralıoğlu başkanlığında yürütülen TÜBİTAK proje ile Karadeniz Bölgesi'nin kanser haritası çıkarılmıştı.
Bu çalışmaya göre Karadeniz kanser hattıdır.
Bölgedeki 558 su numunesinde kanserojen etki yapan ağır metallerin analizi yapıldı. İncelemede :
103 numunede arsenik,
290 numunede kurşun,
306 numunede ise selenyum değerlerinin Dünya Sağlık Örgütü'nün limit değerlerinin üzerinde olduğu ortaya çıktı.
Bu ağır metalleri Termeli, Çarşambalı, Samsunlu, Ordulu halk mı , yer altı sularına karıştırdı.?
Bu maddelerin, kanser ve sağlık üzerine etkilerine ‘’Samsun Tabip Odası Termik Santraller ve Su Kirliliği Raporu 2008’’ den ulaşabilirsiniz.
‘’Araştırmada, güney ve doğu yamaçlarında yaşayanlarda deri kanseri vakalarının diğer yamaçlara göre daha yoğun olduğu, mide, kalın barsak ve prostat vakalarının daha çok 250 metre arazi rakımının altında yaşayan insanlarda görüldüğü belirlendi. Akciğer vakalarının tarımsal alanlarda yoğun olduğu, radon gaz ölçüm değerlerinin yüksek olduğu bölgelerde ise akciğer ve deri kanserlerinin diğer bölgelere oranla daha yoğun olduğu tespit edildi. Kayaç türü volkanik olan bölgelerde mide ve meme kanserinin, granitoid olan bölgelerde ise mide kanserinin daha yüksek olduğu da araştırmanın ortaya koyduğu bir başka sonuç oldu. ‘’
Kent yenilmiştir, uluslar arası sermayeye…
Ve devam etmelidir insana ait olanı koruma mücadelesi.
‘’ey herşey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!’’
DR.CEM ŞAHAN
Hükümetin desteğiyle, Termik santrallerin temel atma töreni için, kentin her yerini, otobüs duraklarını, billboardını kaplayan, yüzümüze fışkıran ilanları görüyorsunuzdur.
Açıkca belirtmeliyim ki, kent, kent insanı, Terme, Samsun; Çarşamba halkı, sivil toplum örgütleri, meslek odaları, hukuksal süreç, sağlıkçılar, aydınlar, kentin düşünürleti, kentin başyazarının medyası hariç yerel medya, ULUSLARARSI SERMAYEYE ve onun eylemsel ortağı POLİTK ERKE karşı yenilmiştir.
Halkın sağlığı, uluslar arası sermayenin enerji devlerine teslim edilmiştir.
Yerel basında zannediyorum Miraç Öztürk yazmıştı :
Terme’ye Kanser Hastanesi yapılsın diye.
Kanserojen sanayi tesislerini kentte konumlandıranları, tarih belleğine alacaktır. Umarım, her gün onlarca rastladığımız kanser olguları da, bu sürece alkış tutanları vicdanlarına yazacaktır.
Yanlış yapıyorsunuz beyefendiler…
Karadenizi kanser bölgesine dönüştüren, piyasa zihniyetine karşı, insana ait cümleler kurmada zorlanıyorum..Bu nedenle bilimsel veriler vereyim .
2009 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Geomatik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Tahsin Yomralıoğlu başkanlığında yürütülen TÜBİTAK proje ile Karadeniz Bölgesi'nin kanser haritası çıkarılmıştı.
Bu çalışmaya göre Karadeniz kanser hattıdır.
Bölgedeki 558 su numunesinde kanserojen etki yapan ağır metallerin analizi yapıldı. İncelemede :
103 numunede arsenik,
290 numunede kurşun,
306 numunede ise selenyum değerlerinin Dünya Sağlık Örgütü'nün limit değerlerinin üzerinde olduğu ortaya çıktı.
Bu ağır metalleri Termeli, Çarşambalı, Samsunlu, Ordulu halk mı , yer altı sularına karıştırdı.?
Bu maddelerin, kanser ve sağlık üzerine etkilerine ‘’Samsun Tabip Odası Termik Santraller ve Su Kirliliği Raporu 2008’’ den ulaşabilirsiniz.
‘’Araştırmada, güney ve doğu yamaçlarında yaşayanlarda deri kanseri vakalarının diğer yamaçlara göre daha yoğun olduğu, mide, kalın barsak ve prostat vakalarının daha çok 250 metre arazi rakımının altında yaşayan insanlarda görüldüğü belirlendi. Akciğer vakalarının tarımsal alanlarda yoğun olduğu, radon gaz ölçüm değerlerinin yüksek olduğu bölgelerde ise akciğer ve deri kanserlerinin diğer bölgelere oranla daha yoğun olduğu tespit edildi. Kayaç türü volkanik olan bölgelerde mide ve meme kanserinin, granitoid olan bölgelerde ise mide kanserinin daha yüksek olduğu da araştırmanın ortaya koyduğu bir başka sonuç oldu. ‘’
Kent yenilmiştir, uluslar arası sermayeye…
Ve devam etmelidir insana ait olanı koruma mücadelesi.
‘’ey herşey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!’’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder