GELECEK
ATÖLYESİ
TERME VE BULGALOW
DR.CEM ŞAHAN
Mihail Bulgalow’un ‘Genç
Bir Doktorunun Anıları’’ kitabını okudum hafta sonu. Mihail Bulgakov, Kiev'de tıp eğitimi
gördü ve 1919'a dek köy hekimliği yaptı. Daha
önce Kült romanı “Usta ile Margarita”yı “e” yayınlarından Aydın Emeç
çevirisinden okumuştum.
Çehov mesleğini konu alarak yazdığı
öykülerinde hastalarına sevecenlik ve insancıllıkla yaklaşan, onları
iyileştirmeye çalışan doktor karakterler çizer. Bulgakov’da ise hastalardan çok
doktorun korkusu öne çıkar.
……………..
Sağlık sistemin
taşıma su ile
döndürülmeye
çalışıldığı,sağlıkta çöküşün
yanşadığı zaman dilimlerinde
insana ait öyküler
anlatmak zordur. İnsan olmak, insana
dair şarkılar söylemek zordur. Çocukluğumuzda mahalle
başında sıcak mısır
satan Ali amcanın bizleri ve mahalleyi
sahiplenmesi kadar, sahiplenemediğimiz
bir sistemde hekim olmak
daha zordur.
………………
Sağlık insan
gücü planlamasındaki
öngörüsüzlükler, yönetim
kademesindekilerin anlaşılmaz tutumları
sonucu bugün il içinde
sağlık personeline yönelik
sağlık göçü yaşanmaktadır.
Buna yöneticilerin keyfi tutumları da
eklenince hekim ve
sağlık çalışanları üzerine bir
mobbinge dönüşmektedir süreç…
………..
Perşembe günü
Terme’de görevliydim.
Terme’de Balzac romanları havasında bir
gün poliklinik hizmeti verdim.
Öğlen arasında Terme’yi
gezme fırsatı buldum. Ortasından
nehir geçen yerleşim yerleri
hep beğenimi kazanmıştır. Irmak boyunca
daha kentsel bir yapılanmayı hak ediyor
diye düşündüm. Kasaba
canlı idi. Kahveler yine
doluydu. Sanki bir
emekli kasabası izlenimi uyandırıyordu. İnsanlar çaylarını içerken, sohbet ediyorlardı. Yüz
ifadeleri, mimikleri acıları hakkında
bilgi vermiyordu.
Belediyenin önünden geçtim.
Belediye’den dev pankart
sallanıyordu. Boyutları oldukça
büyük bu pankartta Terme
Belediyesi’nin Termik Santrallere
karşı olduğu ilan ediliyordu. Terme’yi bu
kentsel bilinçle görmekten sevindim. Terme civarında
ve yol güzergahlarında da bu tür pankartların
olması, kent bilinci
açısından daha vurgulayıcı olur.
Fakir bir kasaba
Terme. Yapılanmamış, ihmal edinmiş. İnsan sıcaklığıyla
ayakta duruyor. Sosyal destek
ve aile
bağları güldürüyor insanları.
Aklımda sorular
artıyordu:
Zenginlik ve yoksulluk coğrafya
üzerinde nasıl dağılır?
Farklı yerler, konumlar ya da
bölgeler arasında adil bir dağıtım mümkün mü?
Hangi araçlarla mümkün?
Bu araçların kendisi adil mi?
Bir kente ilk gelenleri "efendi", en
son gelenleri "parya" yapan nedir?
…………….
Terme’de bir gün geçirdim.
Bulgalow yapısından başladığım süreci
Çehov ile tamamladım. Hakikaten:
Zenginlik
ve yoksulluk bu kent coğrafyası üzerinde nasıl dağılır?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder